Türkiye’de kırsal alandan şehirlere sürekli göç akını gerçekleşmektedir. Bu nedenle şehirlerde kentleşme, kent kaynaklarının planlanması ve konut ihtiyacı gibi problemler ortaya çıkmaktadır. Bu konut ihtiyaçlarını gidermek için sürekli proje geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Fakat bu projelerin bir kısmının aynı zamanda doğaya ve topluma zarar verdiği görülmektedir. Bu tür projeler ile birlikte heyelan, sel gibi kolektif doğal afetler ortaya çıkmakta ve insanların yaşamı zorlaşmaktadır. Bu projelerin yanında yasa dışı yapılan gecekondu olarak isimlendirilen konutlar yapılmaktadır. Bu konutlar hem yasal kurallara uyum sağlamamakta hem de kötü bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Doğaya verdiği zarar ise ayrı bir çalışma konusudur.
Modern kentlerin tasarımı giderek önem kazanmaktadır. Yeni dönemde arabaların geçmediği, yayaların öncelik kazandığı, erişilebilir, engelli dostu, sadece tramvay, metro gibi toplu ulaşım vasıtalarının girebildiği mekanlar değer kazanmaktadır. İnsanlar kentin içinde arabaların ve apartmanların değil; insanların, kültürün ve sosyalleşmenin etkili olduğu mekanları aramaktadır. Tiyatrolar, kitapevleri, sinemalar, resimler, heykeller, konser salonları, kafeler, restoranlar, eğitim merkezleri, yeşil alanlar, sosyal eğlence mekanları, havuzlar, kanallar, köprüler kentleri zenginleştiren unsurlar olarak sayılabilir.
İnsanların bu mekanlara yürüyerek veya bisiklet, bebek arabaları, engelli araçları, kay kay gibi vasıtalarla erişebilmesi beklenilir. Bu sayede fosil yakıtlar daha az kullanılmış olurken, çevreye verilen tahribat azaltılır. Kent halkının evleri fabrikalar ve sanayi merkezlerinin uzağına planlanır. Yüksek gerilim hatları mümkün olduğunca yer altına planlanır. Evlerin çok yüksek katlı olmamasına özen gösterilir. Bu sayede insanların daha yakın ilişkiler kurması, birbirlerini tanıması, komşuluk ilişkilerinin gelişmesi sağlanır. Az katlı binalar ile, depreme karşı daha dayanıklı, yeşil alanı, oyun parkı ve otopark alanları olan toprağa erişebilen, mutlu mahalleler inşaat edilebilir.
En çok göç alan kentlerin başında Eskişehir gelmektedir. Bunun asıl nedeni yukarıda belirtilen modern kent inşasına yakın örneklerin bu şehirde görülmesidir. Bu nedenle çok sayıda aile modern kentlerde yaşamak adına Eskişehir’i tercih etmektedir. Eskişehir’de yakın zamanda konut ihtiyacı giderek artmaktadır. Fakat bu durum aynı zamanda kentin su, yeşil alan ve temiz hava gibi doğal kaynaklarına ek yük getirmektedir. Bu yükü azaltmak adına Eskişehir Belediyesinin altyapı çalışmaları örnek gösterilebilir. Hızlı kentleşmeye karşı, raylı sistemlere her gün yeni hatlar eklenerek hayata geçirilmektedir. Çok katlı yapılaşmaya izin verilmemektedir. Az katlı, yeşili koruyan evlere izin verilmektedir. Kentin tarihi dokusu korunarak, restore edilmektedir. Kentin tüm gelişen bölgelerine büyük kent parkları inşa edilmektedir. Aynı zamanda insanların sağlık yaşamalarını desteklemek adına uygun fiyatlı doğal süt, doğal ekmek ve organik yumurta satışları sağlanmaktadır. Bu durumda kırsal kesimde yaşayan insanlar süt, un ve yumurta gibi ürünlerini satabildiğinden, kente göçlerine gerek kalmamaktadır.
Sonuç olarak kırsaldan kente göçü önlemek yerine, kırsal alanlarda iş imkanlarının geliştirilmesinin uygun olacağı anlaşılmaktadır. Kim bilir? Böylece tersine göç bile yaşanabilir.