O ay, büyük bir aydı! Her yıl kasım ayında düzenlenen “Kim Yılın Organı Olmak İster?” programı başlamak üzereydi. Seyirciler yerlerini almış, Beyin Bey’in gelip ilk yarışmacıyı getirmesini bekliyordu. Bu arada seyirciler damarda oturan vitaminler ve hücrelerdi. Neyse ki konudan sapmamak için Beyin’i sahneye davet ediyoruz!
“Merhaba sevgili seyirciler!” diyerek sahneye çıktı Beyin Bey. “Uzun zamandır beklenen ve sizin de büyük bir hevesle izlediğiniz ‘Kim Yılın Organı Olmak İster?’ programı büyük bir bombayla geri döndü!” dedikten sonra üstünde “BEYİN’İN KOLTUĞU” yazan yere oturdu.
İlk olarak Kalp Hanım sahneye çıktı. Hemen “Merhaba arkadaşlar, bence bu yılın kazananı belli.” diyerek söze girdi. Biraz durduktan ve alkış sesleri sustuktan sonra egolu bir tavırla “Hem ben olmazsam buradaki hiçbir organ yaşayamazdı. Bir trip atıp çalışmayı durdursam hepiniz yok olurdunuz. Vücuttaki rolümü en iyi şekilde anlatmaya çalıştım.” dedi. O kadar büyük bir “En büyük sensin Kalp!!!” çığlığı koptu ki, kimse o minicik hücre ve vitaminlerin bu kadar ses çıkaracağına inanamadı. Beyin Bey, bu çığlıkları durdurmak için ayağa kalktı ve Kalp ile konuşmaya çalıştı. “Evet Kalp Hanım, artık hünerlerinizi anlatma vakti geldi. Sizin yaptığınız şeyler nelerdir?” diye bağırdı. Kalp kendinden emin bir şekilde, “Ben tabii ki karşımızdaki vitamin ve hücrelerin oturduğu damarlara kan pompalıyorum. Hem de bu işi her saniye durmadan yapıyorum.” diyerek sahneden ayrıldı.
Beyin Bey gergin bir ses tonuyla Akciğer Bey’i çağırdı. Kalp Hanım’ınkinden daha az olsa da Akciğer’in de sevenleri vardı. Beyin Bey tam sözüne başlayacakken Akciğer, “Bu yılın organını şimdiden kutlayalım çünkü benim olacağım belli. Ben olmasam nefes alınamazdı ve nefes alınmasa kalp dururdu, bu yüzden ben en önemli organım.” diyerek söz kesti. Beyin sakinliğini korumaya çalışarak Akciğer’i, “Akciğer Bey, eğer nefes alınmasaydı insanlar bayılırdı. Tam tersi, kalp durduğu için nefes alınmazdı ve böylece yaşam sona ererdi. Seyircilerimizi kandırmaya devam edersen seni programdan atmak zorunda kalacağız.” diyerek yanıtladı. Akciğer bu duruma çok sinirlenmiş olmalı ki sadece “Tek kazanan benim!” diye bağırarak sahneden ayrıldı.
Beyin, büyük bir oh çekerek Böbrek Hanım’ı çağırdı. Böbrek, tüm organlar arasında en sakiniydi; kimsenin sözünü kesmez, herkese nazik yaklaşırdı. Ama nedense bu programda çok değişmişti. Hızlıca, “Yetişmem gereken çok yer var, üzgünüm fazla kalamam. Iıı, şeyyy, hah evet, evet, ben vücuda giren sıvıları arındırarak vücuttan çıkmasını sağlıyorum. Tamam, görüşürüz.” diyerek sahneden ayrıldı. Böbrek’in sevenlerinin tezahürat yapma zamanı bile olmamıştı. Beyin, seyircilerin ayrılmaması için “Programımız normalde çok güzel bir şekilde devam ediyor arkadaşlar, organlar sadece şakalaşıyor.” diyerek durumu geçiştirmeye çalışıyordu.
Beyin, programın mola vermemesi için Bağırsak Bey’i çağırdı. Bağırsak, o kadar stresli görünüyordu ki, dokunsalar ağlayacak gibiydi. Beyin, hal hatır soramadan Bağırsak ağlamaklı bir sesle konuşmaya başladı. “Imm b-ben vücuda giren zararlı yiyecek atıklarını toplayıp vücuttan çıkartıyorum. Bir de izninizle lütfen gidebilir miyim Beyin B-bey?” dedi. Beyin, “Tabii ki ama biraz daha sahnede kalsaydın sana birkaç soru daha soracaktık. Hımm mesela hah! En çok yaptığın…” diye soracakken, soru tamamlanmadan Bağırsak sahneden ayrılmıştı.
Beyin, bu yılki organ programının tam bir rezillik olduğunu aklından geçirirken sahneden yavaşça iniyordu. “Eee sanırım farklı bir programda daha görüşürüz.” diyerek ayrıldı. Arkada organlar birbirine “Ben daha iyiydim” diye kavga etmeye devam ediyordu. Beyin bir anda “YETEEEERR!” diye bağırdı. Artık bu kargaşayı çekemiyordu. “Zaten tüm programımı mahvettiniz, bir de üstüne siz kavga ediyorsunuz! Daha ne yapacaksınız ha?” diye bağırınca herkes sustu. Bir anda Mide Hanım geldi, hiç beklenmedik bir şekilde. Mide, başından beri bu programı saçma bulduğu için katılmıyordu. Mide söze başladı: “Arkadaşlar, siz hepiniz çok önemli ve değerlisiniz. Eğer biriniz olmasaydı diğerinin olmasının ne anlamı olurdu ki?” dedi. Herkes bunun üzerine birbirinin değerini anlamıştı ve birbirlerinden özür dilemeye başlamışlardı. Beyin Mide’ye çok teşekkür etti ve hep beraber sahneye çıkıp Mide’nin açıklamasını yaptılar. Artık herkes birbirinin değerini ve önemini biliyordu.