Kim Bu Soru Soran Adam?

Kim soru sorar ki hayatı sorgusuz ve kolay yaşamak varken, her şeyin en çok bilinenini doğru sayıp düşünmemek varken. İşte bunları yapmayan, her şey hakkında soru soran ve doğru davranışlar olduğu düşünülen bir çok şeyi insanlarla konuşurken onları ikilemde bırakan bir kişi doğmuş milattan önce dört yüz yetmişte. Adı da Sokrates olmuş.

Kim Bu SOKRATES ?

Sokrates ünlü bir Yunan filozofudur. Milattan önce dört yüz yetmiş yılında dünyaya gelmiştir. İyi bir eğitim görmüştür. Sokrates’in babası bir heykeltraştır ve Sokratesin de bir heykeltraş olmasını istemiştir. Fakat Sokrates her zaman felsefeye karşı daha fazla ilgi duymuştur.

Sokrates, hayatının ilerleyen zamanlarında aritmatik, geometri, astronomi ve politika hakkında bir çok bilgiye sahip olmuştur. Bütün herkes Sokrates’in düşüncelerinin çok önemli olduğunu düşünmüştür. Fakat Sokrates hiç bir şey yazmamıştır. Bizler şimdi onun çalışmalarını ve nasıl bir insan olduğunu onun öğrencileri Platon ve Ksenofanes’in yazmış oldukları sayesinde bilmekteyiz.

Sokrates ‘Kendini bil’ ilkesinden gitmiş ve öğrencilerinden de bu ilkenin arkasında durmalarını söylemiştir. Aynı zamanda Sokrates herkesten farklı olarak öğrencilerinden para almamaktadır.

Sokrates ve Yoldan Geçen Bir Adamın Hikayesi

Bir gün Sokrates yoldan geçerken bir adama rastlamış ve ona bir arkadaşının evine girip onun evindeki bütün bıçakları alıp yine ona gözükmeden evden gider miydin? diye bir soru sormuş. Adam tabi ki hayır çünkü bu hırsızlığa girer ve hırsızlık çok kötü bir şey demiş. Daha sonra Sokrates adama ama bir düşün eğer senin arkadaşının gerçekten büyük bir problemi varsa ve her an intihar etmeye hazırsa aynı zamanda en yakınında yani evdeki en kolay öldürecek alette bıçak olduğuna göre sen bıçakların hepsini almalısın ki o kendini bıçaksız öldürme yolları ararken onu engelleyebilesin. Şimdi böyle bir durumda senin yaptığın bir suç mu yoksa bir iyilik mi? demiş.

Karşısındaki adam ağzı açık kalmış ve bir cevap verememiş. Çünkü Sokrates’in anlattığı her şey ona mantıklı gelmiş.

Sokratesin Acı Ölümü 

Sokrates kendi mi öldü, yoksa öldürüldü mü? İşte hikayesi;

Sokrates’in içinde yaşadığı Atina Devleti dış işlerinde problemliydi.  Savaşlar ve siyasi mücadeleler demokrasi, yani halk gücü ile yönetilen devleti zor durumda bırakıyordu. Çareyi demokratik diktatörlükte buldular. Böylelikle hem uygar vatandaşlarını gücendirmeyecek, hem de iç ve dış tehditlere karşı güç toplayacaklardı. Yalnız kulaklarına bazen soru sormak, tartışmak, sorgulamak gibi kelimeler geliyordu. Böyle şeyler itaati ve hizmeti aksattığından engellenmeliydi. Bu kelimeleri çok sık kullanan yaşlı bir adam iyice dikkat çekmeye başlamıştı. Sokrates  soruları dilinden düşürmüyordu. Bir de Delphi’deki kahinle ilgili bir hikaye vardı. Güya kahine en bilge kişi kimdir diye sorduklarında Sokrates adlı çulsuzu söylemişti.

Hemen mahkemeye çıkarıldı. Korkup özür dilemesi bekleniyordu.  Ama o beklenmeyen bir şey yaptı ve mahkemenin üstüne üstüne gitti. Konuştukça konuştu. Atina gençliğinin aklını karıştırmak, devletin tanrılarına inanmamak ile suçlanıyordu. Sonra bir savunmada bulundu;

“Beni suçlayanların üzerinizde nasıl bir etki bıraktıklarını bilemem, Atinalılar; ama öylesine inandırıcı konuştular ki, neredeyse bana kendimi unutturdular; ve gene de söylediklerinin hemen hemen tek bir sözcüğü bile doğru değil… Bu yüzden, ey yargıçlar, ölüm karşısında umutsuz olmayın. Eminlikle bilin ki, ister bu yaşamda olsun isterse ölümden sonra, iyi bir insanın başına hiçbir kötülük gelemez. O ve onun olan hiçbir şey tanrı tarafından göz ardı edilmez; ne de benim yaklaşan sonum yalnızca bir şans sonucunda olmuştur.”

Öldürülmemek için felsefeden vazgeçmesini söyleyenler çoktu.
Sonuç olarak Atina siyasetine yem oldu Sokrates. Felsefe yapmadan yaşamak yerine sonsuza dek yankılanacak felsefe amaçlı bir ölümü tercih etti. Ölümü için getirilen zehri kendisi alıp içti. Kalkıp biraz yürüdü. Önce ayakları uyuştu. Oturdu.  Zehir vücudunu iyice etkiledi. Sonrada yoklara karıştı.

(Visited 227 times, 1 visits today)