Hiç teknolojik alet kullanmadan geçireceğim 1 ay Kıbrıs’ta olurdu. Kıbrıs’taki 30 günümü yaz tatillerinde gitmeyi çok sevdiğim Girne ve Karpaz şehirlerinde geçirirdim. Sık sık anneanneme ve dayılarıma misafirliğe giderdim. Kuzenlerimle hasret giderirdim.
Bol meyve, sebze, balık ve et yerdim. Çok güzel manzaralı denizlere gidip bol bol yüzerdim. Su sporları yapardım ve havuzda korsancılık oynardım. Havuza atlama yarışları yapardık. Bu yarışmada en iyi atlayanı aile jürisi seçerdi. Sonra kuzenlerimle başka bir çok oyun oynardık ve açıkınca birşeyler yerdik. En güzeli gecenin sonunda kalabalık oynanan saklambaç olurdu.
Bazı akşamlar tarihi Girne limanına gidip orada en sevdiğim balık türü olan levrekten yerdim. Bir tek limanın manzarası çok güzeldi özellikle gün batımında manzarayı izlerdim. Yemeğimi bitirdikten sonra kuzenim ve kardeşimle birlikte annemi alıp limanın sonundaki büyük oyun parkına giderdik ve akşamları saatlerce oynardık.
Bazı geceler çok sıcak olunca kuzenimle birlikte salıncakta sallanmaya çıkardık kardeşim uyumuş olurdu kuzenimin kedisi ile oynardık sonra oradaki kuzenimin evinde gezen Çilli adındaki kediyi kucağımızı alıp bahçede gezdirirdik.
Güneş doğumunun resimlerini çizip anneme kardeşime ve kuzenime gösterirdim. Bazen oynarken birlikte haritalar çizip ona göre oyunlar kurardık. Bazen de bahçedeki limon, portakal ve zeytin ağacının üzerine ağacına çıkıp meyvelerden toplardık.
Karpaz ve Dipkarpaza gezmeye giderdik. Karpaz‘a giderken oradaki doğada yaşayan yabani eşeklere yemek verirdik ve sonra oradaki kaplumbağa plajına gidip kaplumbağaları görüp sörf yapıp komşu bir sürü plajda yüzerdik.
Bir piyano konseri düzenleyip kuzenlerim ve ben sırayla piyano çalardık. Bu bir ayı hiç teknoloji kullanmadan geçirerek çok eğlenirdim. Bu güzel bir ayı hiç unutmazdım.