Keşkelere Tutunmak

“Yaşam ince bir cam gibidir, beklenmedik bir anda kırılabilir.” der Tolstoy. Maalesef hem bir o kadar dayanıklı hem de en ufak bir darbede paramparça olabilecek kadar kırılgan temellere dayalı bütün hayatımız. Ancak esas mesele bir saniyede tuzla buz olan hayatlarımız değil, içinde parçalanan birikmiş anılardır. Neden her şeyin değeri kaybedilince anlar ya da bir şeyin önemini fark edebilmemiz için neden hep başka şeyler ters gitmek zorunda?

Bana göre hayat keşkeler için fazla uzun, iyikiler için ise fazla kısa olan bir zaman alemi. Aradakilere yer yok. Dans edip etmemek sizin elinizde. Havaya bakıp yıldızları seyretmek de, kışın dondurma yemeniz de ve belki de hiç giymeye fırsat bulamadığınız kıyafetlerinizi giymek gibi yapılabilecek ama “Yapmaya fırsat bulamıyorum, zamanım yok.” gibi bahanelerle devamlı üzeri örtülen daha birçok basit şeyi gerçekleştirmek, yakalamak yine sizin elinizde.

Bir insanın tek bir şansı var hayata tutunmak için. Asla yeniden doğuş olmayacak. Hayat diye adlandırdığımız, göremediğimiz ancak her anımızı barındıran bu fırsat yalnızca bir kez geçer elimize. İpin ucunu bir kez tutamadıysanız muhtemelen bir daha yeni bir ip uzatılmayacaktır. Ancak eğer yakalamanıza rağmen ilerleyemiyorsanız keşkeleriniz peşinizi bırakmıyor demektir. İşte o zaman yapılacak tek bir şey vardır ki o da şudur: içinizde ukte kalan, korktuğunuz, utandığınız, kabuğunda saklamayı tercih ettiğiniz her ne varsa serbest bırakmak ve keyfinize göre yaşamaya başlamak.

Birçok laf vardır hayat üzerine, birçok atasözü… Birçoğu hayatta önemli olan şeyin uzun değil doğru, güzel yaşamak olduğunu savunur. Eğer canınız çikolata çektiyse bir kez olsun düşünmeden yiyin. Dışarı çıkıp koşmak istiyorsanız mis gibi açık havada koşun, yüzünüze vuran sert rüzgarı hissedin bir kere. Şarkı söylemek istiyorsanız bağıra bağıra söyleyin, sevdiklerinize onları sevdiğinizi söyleyin, hissettirin. Dünyayı dolaşın mesela. Farklı yerleri, farklı insanları, farklı kültürleri keşfedin; onlarla konuşmaya çalışın. Yapmadığınız, yapmayı çok istediğiniz ya da yapmayı düşündüğünüz ne varsa yapın. Hep hayatlarımızı başka şeyler için, başkaları için adıyoruz veya feda ediyoruz genelde. Bence, arada insanın kendini düşünmesi güzel birşey çünkü diğer türlü her şey için çok geç olabiliyor. İster küçük bir bencillik diyin ister motivasyon, tam kelime nedir bilemem ama ben hayatta hep bu felsefeyle ilerledim, ilerlemeye de devam ediyorum.

Bu dünyada bir daha aynı havayı asla soluyamayacağız, asla aynı çiçeği koklayamayacağız, belki de asla o kişiye sarılamayacağız. Her şartta hayat devam ediyor sadece kimileri hissediyor. Sanırım aradaki tek ve en mühim fark bu.

(Visited 57 times, 1 visits today)