Bir gün düşünün ki gerçekten bir şehir size seslenip bir hikaye duymak ister misin? diye soruyor. Sonra bir anda şehirde yaşayan bazı insanların yaşadıklarını anlatıyor.
Şunu düşünün bir gün bu olayı kanlı canlı yaşadığınızı fark ettiniz. Ve o şehrin dünyanın en çok nüfusu olan şehri olan Tokyo olduğunu düşünün (araştırılmıştır). Hikaye olarak da sizin zihninizi okur gibi en sevdiğiniz şarkıcı ile ilgili hikayeler anlatıyor. Ve şehir sanki onu ondan daha iyi tanıyormuş gibi bildiği nerdeyse her hikayesini anlatıyordu. Çok hoşuma gitmişti. Başka bir örnek ise yine zihin okurcasına bilen şehrimiz bu sefer en sevdiğiniz yazarı bilip onunla ilgili hikayeler anlatıyor. Bu sefer de şehir yazarın kitaplarının nasıl geliştiğini o an nasıl duygular yaşadığını tane tane anlatmıştı. Hatta o kadar uzun süredir hikaye anlatmıştı ki yorgun düştüm. Son bir örnek daha ise tekrardan şehrin zihin okuyabilen gibi gözüken ama okuyamayan şekille karşılaştım. Bu seferki kişi ise en sevdiğim ressamı annesiymiş gibi tüm anılarını hatırlayıp benim için resme döküyordu.
Büyük ihtimalle zaten şehre sorsaydık ömrümüzün sonuna kadar sürecek hikayeleri de vardır ama bence bu kadar hikaye herkese yeter…