Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Jorge Luis Borges
Bazen öyle kişilerle karşılaşır, öyle kitaplar, öyle şiirler okursunuz ki, durup kendinizi, hayatınızı ve çevrenizde olan biten her şeyi sorgulamaya başlarsınız. Jorge Luis Borges’in bu şiiri de yazıldığı günden beri bir çok insanda bu etkiyi yaratmış ve eminim ileri ki nesiller için de benzer bir etki yaratmaya devam edecektir.
Jourge Luis Borges ‘in “Anlar” şiirinden alınmış bu bölümü ileri yaşlarına gelmiş bir kişi okurken, o güne kadar yaptığı ancak kıymetini yeterince bilemediği şeylerin yarattığı hüznü; hayattan daha çok keyif aldığı, daha çok eğlendiği anları doyasıya yaşamak için çocukluğuna ya da gençliğine geri dönmek arzusunu derinden hissedecektir.
Şiir, ilk gençlik yıllarını yaşayan bende ise hayatı hata yapmaktan korkmadan, risk almayı bilerek, hatalardan ders alarak yaşamımı yönlendirebilme erdemini göstermek, beni mutlu eden şeyleri daha çok yaparak, keyifle yaşamak gerektiği düşüncesini uyandırıyor.
Şair, şiirini her ne kadar ileri yaşında yazmış da olsa asıl amacının gençlere bu tür pişmanlıklar yaşamamaları için rehber olmak istediğini ve bu amacının da başarıya ulaştığını düşünüyorum.
Şair bizim ve dünya üzerindeki çoğu insanın yaşamının en önemli yapı taşları olan, mükemmeliyetçilik, çok çalışmak, temizlik konusunda aşırı hassasiyet, para biriktirip, mal mülk edinmek, kendini kasıp sıkmak gibi davranışları önemsiz hatta gereksiz görerek, yeniden hayatı yaşayabilse daha çok hata yapacağını, daha çok dinlenerek vakit geçireceğini, daha neşeli, işleri ciddiye alıp kendini sıkmaktansa daha rahat olacağını, kendine daha fazla vakit ayırmayı, temizliği fazla dert etmeyeceğini ve daha çok seyahat edeceğini söylüyor.
Bizde bugünü kaçırmadan hayattan ve yaptığımız işlerden keyif alarak, daha sonra keşke demeden yaşama felsefesini edinerek yaşamayı öğrenmeliyiz. Günü yakalamalı ,yaşama tutunmalı ve çevremizdekilere de bu konuda örnek olmalıyız. Geriye dönüp baktığımızda keşkelerle dolu cümleler değil de iyi kilerle dolu cümleler kurabilmek için de herhangi birinin gözünden bakıldığında en iyi seçenek, ortam, şık, olay, yer gibi görünenleri değil de o an kendimize en iyi gelecek, daha iyi ve güvende hissettirecek seçenek, ortam,şık, olay, yerlerde bulunmalıyız. Böylece hatasız, kusursuz, son derece ciddi, titiz biri olamasak da daha çok risk almış, daha çok şey görmüş geçirmiş, daha çok yer gezmiş aslında ideallerinin hepsini gerçekleştirmiş biri oluruz.