Dünya üzerinde yaşayan 8 milyara aşkın insanın yaşadığı bilinmektedir. Ve bu fazla sayısına rağmen hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz. Temel ihtiyaçlarımızın dışında aslına hepimizin bu hayattan istedikleri ve ihtiyaç duydukları birbirinden çok farklı. Çift yumurta ikizlerinin bile birbirine dış görünüş dışında birbirlerine benzemedikleri bu gezegende yaşamamıza rağmen birçok insan toplumların kendilerine dayattıkları algılar yüzünden birbirine uymaya, benzemeye çalışıyorlar. Sosyal uyum, uyum sağlama ve etrafımızdakiler gibi davranma, maalesef günümüzde normalleştirilmeye çalışılmakta.
Toplumun dayattığı fiziksel ve kişilik özellikleri yüzünden herkes ‘aynı’ olmaya çalışmakta. Toplumların kendi güzellik algılarını, örf ve adetlerini gençlere dayattığı bir dünyada yaşamaktayız. Bunun yanı sıra sosyal medyanın bu denli gelişmesinin getirdiği sonuçlardan biri, insanın kendini durmadan başka insanların ne yaptığıyla kıyaslaması. Aslında sosyal medyada paylaştığımız hikâye ve gönderiler hayatımızın bir bölümünün bir ya da iki saniyelik videolarından ibaret. Ama insanoğlu, sosyal medyada tüm gün aşağı doğru kaydırırken bunun doğru olabileceğini düşünmüyor ve hayatını karşı tarafla kıyaslamaya ve bir noktada ise o hayata ve insana benzemek istiyor. Bunu yapmamızın ana nedenlerinden biri, diğer insanların hayatlarını görebileceğimiz küçük bir pencere olması. O pencerenin ilerisini veya içerde ne olup bittiğini göremiyoruz. Ama biz insanlar, insanların hayatlarının ne olduğunu bilmeden çıkarım yapmayı çok seviyoruz
Farklı bir hayata sahip olmak, başka biri olmak için her zaman bilinçsiz bir arzu vardır insanın içinde. Herkes farklı, daha büyük bir hayat ister, biz ise bu hayatlara sosyal medya aracılığıyla ulaşabiliyoruz. Mutlu ve başarılı gözüken birinin asıl hayatını bilmeden onlar gibi olmaya çalışıyoruz. Ve bunun bizi mutluluğa ulaştıracağını düşünüyoruz. Ama aslında bilmiyoruz ki, kendimiz olsak başkalarının hayatlarını kopyalamaya çalışmasak hepimiz çok daha iç huzurlu yakalayabiliriz. Tabi ki başarılı insanlardan ilham almakta bir sorun yok. Lakin hepimiz farklı hayat çizgilerinde ve koşullarında bu dünyalarla geldik. Eğer hepimiz aynı karakterde olsaydı, dünya dediğimiz yer tanınmaz hale gelirdi. Bir sürü insanın monotonluktan şikâyet edip birbirine benzemeye çalışması da bu konunun ironisi. Eğer insan kendiyle barışık olursa ve bize özgü o özelliklerimiz keşfedebilirlerse ne başkalarının yaptıklarıyla ne de onların hayatlarıyla ilgilenmek isterler.