Merhabalar sevgili okurlarım. Hepimiz, neredeyse rutin sayabileceğimiz bir hayat yaşıyoruz değil mi? Sanki her şey sıradanlaşmış gibi. Ne yazık ki bu sıradanlaşma öyle boyutlara gelmiş ki yediğimiz besinlerin genetiğiyle oynanmış olması ve içinde hormondan başka bir şey olmaması bize normal geliyor hatta ve hatta çoğu zaman aklımıza bile gelmiyor. Günümüzde ‘GDO’lu besin olarak bilinen ürünlerin sağlımıza olumsuz çok fazla etkisi bulunmakta. Sindirim bozuklukları ve kanser bunlardan birkaçı sadece ve biz bunları bildiğimiz halde bu besinleri yemeye devam ediyoruz. Bu duruma bir ‘dur’ demenin vakti geldi de geçiyor. Bugün sizlere tam anlamıyla olmasa da evde nasıl organik sebze, meyve yetiştirebileceğinizi anlatacağım. Bunu yapabilmeniz için birazcık vakte ve sabra ihtiyacınız var. Emin olun kendinizi daha sağlıklı ve mutlu hissedeceksiniz.
Neden Evde Yetiştirmeli?
Pazarlardan ve bazı büyük marketlerden ‘organik sebze’ almak varken neden uğraşalım dediğinizi duyar gibiyim. Evet, marketten almak daha kolay olabilir ama organik olana hem kolay ulaşılamaması hem de fiyatların yüksek olması bizi evde sebze ve meyve yetiştirmeye yönlendiriyor. Kendi yetiştirdiğiniz besinleri yemenin keyfi paha biçilmez bir şey, bundan da emin olabilirsiniz. Ayrıca yiyeceğiniz besinin her aşamasını kendiniz göreceğiniz için içiniz rahat bir şekilde tüketebileceksiniz.
Hangi Sebzeleri Kullanabiliriz?
Bu sizin ne kadarlık bir alana, zamana ve hangi koşullarda yetiştirmek istediğinize göre değişebilir. Salon ve mutfak gibi sıcak yerlerde avokado, havuç, fasulye, nohut, semiz, maydanoz, tere ve roka gibi sebzeleri rahatlıkla yetiştirebilirken yazın güneş alan balkonlarda patlıcan, domates, salatalık, marul, pırasa, fasulye, patates gibi geniş alan isteyen sebzeleri seçmeniz daha doğru olacaktır. Kışın ısı yalıtımlı ve fazla soğuk olmayan bir balkonunuz varsa toprak altında yetişen havuç, turp ve patates gibi sebzeleri de rahatlıkla yetiştirebilirsiniz.
Nasıl Yetiştireceğiz?
Bunun için birden fazla yöntem bulunmakta, hangi yöntemi seçeceğiniz tamamen size kalmış. Seçiminizi yaparken ne kadar alana sahip olduğunuzu, ne yetiştirmek istediğinizi ve ne kadar zaman ayırabileceğinizi göz önünde bulundurun.
Filizlendirme: Bu yöntem basit ve fazla alan istemeyen bir yöntemdir. Hani ilkokulda yaptığımız gibi pamuğa ekerek filizlendirdiğimiz fasulyeler var ya işte onlar oluyor. Ne kadar basit ve eğlenceli olduğunu hatırlıyorsunuzdur. Filiz halindeyken de tüketebileceğimiz birçok baklagil çeşidi bulunmakta: fasulye, nohut.. Fasulye ve nohut filizleri protein, amino asit, vitamin ve mineral bakımından zengin besinlerdir. Fazla alan ve ilgi istemeyen bu yöntemi tepsilerde, kavanozlarda ve bez torbalarda uygulayabilirsiniz. Fakat pamuk ve peçetede yetiştireceğiniz fasulyenin,nohudun da bir sınırı bulunmakta. Dilerseniz sonradan filizlerinizi içinde toprak bulunan bir saksıya alabilir ya da filiz halindeyken tüketebilirsiniz, tercih size kalmış.
Suda yetiştirme: Diyelim ki evde havuç salatası yapıyorsunuz, havucu güzelce sapına kadar rendeliyorsunuz, sonra ne yapıyorsunuz? Havucun sapı direkt çöpe… KESİNLİKLE YANLIŞ YAPIYORSUNUZ! Aslında yapmanız gereken şey çok basit: Dibini örtecek kadar su bulunan bir kaba havuç sapını koyuyorsunuz, sonrasında ise yapmanız gereken şey arada bir suyunu değiştirmek. Çok da güneş almayan, ılıman bir ortam olması havucunuzun daha iyi gelişmesini sağlar. Havuç filizlerini gördükten sonra toprağa ekmeniz ve sulamaya devam etmeniz size leziz mi leziz havuçlar kazandıracaktır. Bol şans 🙂
Aynı yöntemi avokado çekirdeğinde de uygulayabilirsiniz, çekirdeğe 3 adet kürdan saplamanız, sonrasında ise eksilen suyu tamamlamanız ve birazcık sabretmeniz yeterli olacaktır. Sonrasında ise filizlenen avokadonuzu bir saksıya ekiyorsunuz ve işte! Nur topu gibi bir avokado filizi.
Hindistan cevizlerinin okyanuslarda filizlendiğini biliyor muydunuz ?
Elyafta tarım yapmak: Anneniz veya eşiniz organik sebze yetiştirme uğruna yere saçtığınız topraktan şikayetçi mi? Hemen hevesiniz kırılmasın buna da bir çözüm bulmuşlar: elyafta tarım yapmak. Peki nedir bu elyaf? Bitki, kimyasal veya hayvansal ürünler kullanılarak iplik haline getirilmiş sentetik maddenin genel adıdır. Nasıl yapılacağı konusuna gelirsek eğer su sızdırmayacak, aynı zamanda hava alacak bir torbanın içine her yerini dolduracak şekilde elyaf doldurmanız ve ekmek istediğiniz yerlere 3-5 cm arasında delikler açmanız gerekiyor. Bu işlemden sonra ise deliklerin içine ekeceğiniz ürünü yerleştirmeniz ve yetiştirdiğiniz bitkiye göre sulama yapmanız sizi başarıya ulaştıracaktır.
İlk denemeniz ise semiz otu gibi kolay yetişecek bir sebzeyle başlamanız daha iyi olacaktır.
Çuvalda tarım: Geldik benim en sevdiğime. Hem fazla yer kaplamıyor hem de fazla ilgi istemiyor. Çok da güzel bir görüntü oluşturuyor bence. Pazar yerleri veya seralardan alacağınız herhangi bir çuvalın içine bahçe toprağı koymanız ve onu fazla soğuk bir yerde bırakmamanız yeterli 🙂 sandığınızdan da kolay olduğunu deneyince göreceksiniz. Bu tarz yetiştirme teknikleri için patates biçilmiş kaftan. Tek yapmanız gereken patatesleri 2’ye veya 4’e bölmek, sertleşmeleri ve ekime uygun hale gelmeleri için birazcık dışarıda bekletmek. Bunları yaptınız, peki sonra ? Öncelikle patatesin yeterli miktarda su aldığından emin olmalısınız, bunun için arada sırada elinizi toprağa sokup kontrol etmeniz lazım. Normal şartlarda 10-15 gün arasında patatesinizin çimlenmesi gerekiyor. Ardından büyüyen patates fidesini tekrar toprağın içine gömmeniz ve fideyi sulamaya devam etmeniz gerekiyor. Böylelikle tek fideden daha çok verim alabilirsiniz.
Her bir patatesi dört parçaya böldüm ve her bir parçanın iki deliği olduğundan emin oldum. Filizler bu deliklerden çıkacaklar. Sertleşmeleri için birkaç saat beklettim ve ardından patatesleri köşeye, aralarında boşluk bırakarak ektim. Yolunuz açık olsun, patatesçikler. Hayatım size bağlı.
“Andy Weir – Marslı”
1 metrekare alandan 50 kilo patates elde edebileceğinizi biliyor muydunuz?
Böyle değişik çalışmalar da yapabilirsiniz tabii. Gerisi, sizin hayal gücünüze kalmış.
Pratikte size nasıl evde tarım yapacağınızı anlattım, bundan sonrasını biraz daha araştırma yaparak ve tecrübe ederek öğrenmeniz gerekecek. Her besini organik olarak yetiştiremeseniz bile en azından bir domatesi, patatesi veya bir patlıcanı bile organik olarak yemeniz sizi daha sağlıklı ve mutlu hissettirecektir. Hepinize sağlıklı, mutlu ve ‘organik’ yaşamlar diliyorum, sağlıcakla kalın 🙂