Hayatımız boyunca herhangi bir konuda karar vermek zorunda kaldığımız zaman, doğru kararı vermek için çevremizdeki insanların beklentilerini de göz önünde bulundururuz. Ancak, bazen bu beklentiler bizi kendi özgün kimliğimizden uzaklaştırabilir ve başkaları gibi olmaya çalışırız. İşte bu noktada, insanın kendine yapacağı en büyük haksızlık başkası olmaya çalışmaktır.
Başkalarının beklentilerine göre şekillenen bir hayatın, aslında gerçek bir hayat olmadığı açıktır. Kendimizi sürekli olarak başkalarıyla kıyasladığımızda, kendi kişiliğimizden koparız ve gerçek benliğimizi keşfetmek yerine başkalarının olmak istedikleri gibi olmaya çalışırız. Bu, içimizde büyük bir boşluk yaratır ve mutsuzluk kaçınılmaz hale gelir.
Birçok insan, ailelerinin, arkadaşlarının ya da toplumun kendileri için belirlediği rolleri oynamak zorunda hissederler. Bu kişiler, kendi özgün yeteneklerini keşfetmek yerine, başkalarının yeteneklerine sahip olmak istediklerine karar verirler. Ama unutmamalıyız ki insan, başkalarının özelliklerine sahip olmaya çalışmak yerine kendi özelliklerini geliştirirse kendisi olabilir.
Başkalarının beklentilerine uyum sağlamak, insanların kendilerine ve kendi hayallerine olan saygılarını kaybetmelerine neden olabilir. Bu nedenle insan kendine inanmalı ve kendini, ben bunları yapamam gibi şekillerde, yargılamadan kendi özelliklerini keşfetmelidir. Belki de insan, yapamayacağını düşündüğü şeyleri yapmayı denerse, başkalarının kendi hakkındaki hayallerinden çok kendi hayallerine öncelik verirse çok daha mutlu ve başarılı olacaktır. Yapılan bir araştırmada, insanların özgün yeteneklerini keşfetmeleri ve bunları kullanmaları, mutluluğu artırdığı ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri açısından önemli olduğu tespit edilmiştir.
Başkaları gibi olmaya çalışmak, hayatımızın her alanında kendimize ve diğer insanlara karşı yapacağımız en büyük haksızlıklardan biridir. Örneğin, bir iş yerinde başarılı olmak isteyen bir kişi, başkaları gibi olmaya çalışırken, kendine özgünlüğünü kaybedebilir ve işini yapmaktan keyif almaz hale gelebilir. Ancak, kendine güvenen, özgün bir kişi, başarılı olmak için kendi yeteneklerini kullanacak ve işinde mutlu olacaktır. Ayrıca, insan başkaları gibi olmaya çalışırken kendi benliğinden çıkar ve başkası olur, kendisi değil. Kendisi olmayan insan özgür bir birey değildir, sadece başkalarının hayatını yaşayan bir kopyadır. Hayatı kendi arzu ve zevklerine göre değil, başkalarınınkine göre yaşar.
Sonuç olarak insan, özellikle karar verirken mutlu olmak için başkalarınınkinden çok kendi düşüncelerine önem vermelidir. Evet, başkalarının fikirlerinden ilham alınabilir ancak hayatı başkalarının isteklerine ve düşüncelerine göre yaşamamalıyız. Eğer başkalarının düşünceleri ve beklentileri bizim kendi istediklerimizin önüne geçerse o zaman kendi hayatımızı değil başkalarının hayatlarını yaşarız, bu durum da bizim hayattan zevk almamızın önüne geçebilir. Bu yüzden mutlu bir birey olmamızın en önemli koşullarından biri hayatı başkalarına göre değil kendimize göre yaşamaktır. İnsanın kendine yapabileceği en büyük haksızlık, kendisi değil, başkası olmaya çalışmaktır.