Bir gece yatağımda oturmuş kitabımı okuyordum. Kitap, uzayı anlatıyordu. İlgimi çekmişti. Yıldızların harika şeyler olduğunu anlatıyordu. Pencereden baktığımda yıldızların bazılarının güneş gibi parladığını, diğerlerinin ise sönük olduğunu gördüm. Bu çok değişikti. Neden diğerleri ışık gibi olmasına rağmen diğerleri ölmüş böcek gibilerdi? Neden bazılarının yüzü gülüyor, bazıları somurtuyordu? Bunu araştırmalıydım. Ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. Sonuçta küçük bir çocuğum. O an aklıma acayip bir fikir geldi. Ay’a sorabilirdim! Sonuçta geçen maceramızda onunla tanışmıştık. Hemen Ay’ın bana verdiği iletişim bilekliğini alıp çalıştırma butonuna bastım. Biraz beklediğimde Ay’ın suratını gördüm. Ona, “Ay, merhaba. Gökyüzüne baktığımda bazı yıldızların parladığını, bazı yıldızların sönük olduğunu görüyorum. Neden?” Ay bana gülümsemişti. “Haritanı dinlemedin mi yoksa?” dedi. “Ne? Harita mı? Ne haritası?” diye sorular sordum. Ay, “Parlayan yıldızlar insanların haritalarını dinlediğini gösteriyor. Yani gidip yıldızların senin hakkında eleştirilerini duyman gerekiyor.” dedi Ay. “Peki bunu nasıl yapabilirim?” diye sordum. Ay, “Bunu kendin yapmaya çalış Ada. Yardım gerekirse beni arayabilirsin. Görüşürüz.” deyip kapattı. Dayımların bir roketi olduğunu hatırladım. Dayımın evi bize yakındı. Yani çok uzağa gitmedim. Dayım çoktan haritasını duymuştu. Ve roketi çalıştırabileceğini söyledi. Çok mutlu olmuştum. Umarım yıldızı çok bekletmemişimdir. 1 saat sonra roketin ayarları yapılmıştı ve ben de uzay kıyafetlerimi giymiştim. Geri sayıma başladılar. 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, 0! Roket uzaya uçmuştu. 5 saat sonra Ay ile selamlaştım. Benimle gurur duyuyordu. Yıldızım surat asmış, kafası eğik bir şekilde duruyordu. Yıldızım beni görünce az da olsa gülümsedi. Yıldız, “Merhaba. Sen Ada olmalısın. Ben Kaliria. Yıldızın. Memnun oldum. ” dedi. Selamlaştıktan sonra bana söyleyeceklerini söylemeye başladı. “Ada sen çok akıllı, çok zeki, tatlı, sorumluluk sahibi, dürüst, komik ve yardımsever bir insansın. Kendinle gurur duymalısın. Çoğu yarışmaya seçilip kazanıyorsun. Ama hiç kimse mükemmel değildir. Sen de dahil. Çok küçük şeylere üzülüyorsun. Yapma böyle. Kafana takmana gerek yok. Ve bazen yanlışlıkla aşırı tepki verebiliyorsun. Biraz sinirlisin. Ama yine de çok iyi bir insansın. Bunu unutma. ” dedi. Kaliria sözünü bitirdiğinde gözümü bir ışık aldı. Kaliria parlamaya başlıyordu. Artık Kaliria diğer yıldızlar gibi parlıyor, gülümsüyordu. Kaliria’ya ve Ay’a veda edip Dünya’ya döndüm. Kendimi iyi hissettim. Kaliria’nın söylediği olumsuz şeyleri düzeltmek istiyordum. Ne gündü!

Kendimi Tanıyorum
(Visited 7 times, 1 visits today)