Bu hayatta en çok ne yapmayı seversiniz? Örneğin, balık tutmayı mı? Yoksa kalabalık bir kafede insanları seyretmeyi mi? Bu son üç yılda bir türlü kendimize odaklanamadık bence. Bu yazının hem benim hem de sizin için küçük bir içsel odaklanma olmasını istiyorum. Sürekli istediğimiz şeyler ile ilgili istemsizce hayal kuruyoruz ama acaba hiç gönlümüzün gerçekten ne istediğini durup da bir düşünüyor muyuz? Kendimi bildim bileli sürekli büyüme ve bir meslek sahibi olmak hayali kuruyorum fakat bana nasıl bir yerde yaşamak istiyorsun veya büyüdüğünde ne olmak istiyorsun diye sorsaydınız cevabım çok net bir ‘’Bilmiyorum’’ olurdu. Çünkü gerçekten bilmiyorum. Bazen şimdiye ve geçmişe o kadar odaklanıyorum ki gelecek aradan sıvışıp gidiveriyor. Beni yanlış anlamayın yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, merak ettiğim onca meslek, yaşamak istediğim onca yer, denemek istediğim onca yemek var ki. Hayallerimin arasında gördüğünüz gibi boğulup gidiyorum. Bu gibi zamanlarda elime bir defter alıp veya kendimi videoya çekip kafamdaki her şeyi sözcükler halinde kusmak, kendimi anlamamda çok işe yarıyor. İşte bu yazımda da aynen böyle yapacağım.
Bu sene keşfettiğim bir özelliğim olan yüksek seste müzikle dans etmek beni gerçekten şaşırttı çünkü çok fazla insanın bulunduğu ortamlardan babamdan geçen bir özellik olarak pek hoşlanmam. Yaşımda küçük olduğundan bu ortamlara çok nadir girebiliyorum. Ancak okulda bir kutlama veya arkadaşımın doğum günü partilerinde oluyor. Şu anda yaşadığım yerde de çok güzel barların bulunduğu söylenemez bu nedenle büyüdüğümde eğer güzel barların bulunduğu bir yerde yaşamayı seçersem bu isteğimi daha sık besleyebileceğim. Denizin kenarında olmak veya denizin olduğu bir yerde olmak da bana fazlasıyla mutluluk verir. Deniz kabuğu toplamaya ve sonrasında onlardan takı yapmaya bayılıyorum. Fakat denizden çıktıktan sonra saçımın tuzlu bir şekilde kuruması ve ıslak cildime yapışan kumlarda beni sinir etmiyor değil. Ayrıca fazla nemden ve sıcaktan da hiç hoşlanmam… En iyisi denizin olduğu ama araba mesafesinde olduğu bir yer olsun. Bir de turistler için kurulan takıların veya hediyelik eşyaların satıldığı stantlardan da olsun. Bir tatil kasabasını tarif ettiğimi fark ettim. Kışın yer yüzüne kazandırdığı görüntüleri ve hissiyatını çok severim ama çok soğuğa kesinlikle dayanamam. Evet, biraz kararsız bir insan olduğum yavaşça ortaya çıkıyor galiba.
Büyüdüğümde çok iyi bir eğitim hayatına sahip olmak istiyorum bu nedenle eğitim sıkıntısı çekeceğim bir yerde yaşamak bu isteğimi karşılamaz. Ekonomik sıkıntıların olduğu veya seçtiğim mesleğin saygı görmediği bir ülkede de yaşamak istemiyorum, bu nedenle büyük ihtimalle yurt dışında yaşayacağım. Ülkemin coğrafi konumunu ve güzelliklerini çok seviyorum ama şimdi yaşanacak halde değilken gelecekte burada kalmayı seçtiğimi düşünmek beni endişelendiriyor. Çeşitliliğin fazla olduğu bir yerde yaşamak ve farklı kültürlerden insanlar tanımak istiyorum. Bunu yapmak için de kalabalık bir yer seçmeliyim.
Herkesin sunduğu şehrin merkezinde bir apartmanda mı yoksa kırsalda bir evde mi yaşamak istersin sorusuna cevap vermektense tam anlamıyla ne istediğimi anlatmayı tercih ediyorum çünkü bence çok sınırlayıcı bir soru. Her iki konumun da olumsuz ve olumlu yanları var. Haliyle de bunlar kişiden kişiye değişiyor. Ben şahsen dengeyi seven biriyim. Bu nedenle hem şehir merkezine yakın hem de kafamı dinlemek için kaçabileceğim bir konumda bulunan, içini deneyimlerim ve anılarımla doldurabileceğim bir evde yaşamak istiyorum.