Kendi Geleceğini Yaratmak

Çocukluğunu hiçbir zaman yaşayamamıştı. O da istediği oyuncak alınmadı diye ağlamak istiyordu ama o sadece bir kere ağlamıştı çocukken o da ailesi onu terk ettiği zamandı. Başka kimsesi kalmamıştı bundan sonra tek başına ayakta durması gerekiyordu. Liseyi bitirene kadar yurtta kalıyordu o zamanlar en azından onun gibi çocuklar vardı ve kendini yalnız hissetmiyordu. İyi bir yere gelebilmek için her zaman çok çalışmıştı. Derslerinde başarılıydı. Üniversite sınavına girmiş ve iyi bir sonuç elde etmişti.

Tek istediği hep çocuklara yardım etmekti, çocukluğunu yaşayamamış kimsenin kalmasını istemiyordu. Bu yüzden öğretmen olmaya karar vermişti. Üniversite bundan önceki yıllardan daha zor geçiyordu. Bu sefer bir arkadaşı da yoktu ya da onun ailesi olmuş yurt da. Lise yıllarında garsonluk yapıp bara biriktirmeye çalışmıştı, o parayı artık yurttan çıkıp bir ev tutması gerektiğinde kullandı ve ilk defa kendi kazancıyla bir iş yapmış oldu. Artık okul dışında kendisini geçindirebilmek adına daha fazla çalışmaya başladı. Derslerinin olmadığı vakti bir iş bularak geçiriyordu. Bazen hiç uyumadığı sabah farklı gece farklı restoranlarda çalıştığı oluyordu. Ama o hiçbir zaman bu durumdan şikayet etmemişti. Hayallerine ulaşabilmesi için bu yollardan geçmesi gerekiyordu ve biliyordu ki eğer bir kere olsun umutsuzluğa kapılırsa bir daha ayağa kalkması onun için zor olabilirdi hatta belki bir daha hiç ayağa kalkamayacaktı bile.

Bir gün yine okuldan çıkmış eve doğru ilerliyordu bugün kendini yorgun hissettiğinden önce eve gidip dinlenmesi gerektiğini sonra işe gidebileceğini düşündü. Evi ilk tuttuğunda okula yakın olmasına dikkat etmişti çünkü bu sefer ulaşım içinde bir bütçe ayırması gerekirdi. Hava hafif kapalıydı ama yağmur yağacak gibi durmuyordu bu yüzden yürüyebileceğini düşündü. Yavaş yavaş yürürken bir taraftan bugün gördüklerini kafasından tekrarlıyordu. Unuttuğu ve yanlış hatırladığını düşündüğü yerleri tekrar edebilmek adına aldığı notlardan bakıyordu. Kafasına bir şey takılmıştı bunu yazdığını hatırlıyordu ama notlarına baktığı halde göremedi. Kafasını kaldırmadan notlarına bakmaya devam ederken annesinden kahkahalar atarak gelen küçük bir çocuk ona çarptı gözlerini bir kaç saniyeliğine kapattı. Açtığında ona bakan küçük çocuğu ve yerdeki notlarını gördü. Çocuk onun gözlerine bakıyordu az sonra ağlayacak gibi duruyordu. O an onu üzmemek için sorun olmadığını söyledi ve ona gülümsedi. Yerden notlarını karışık bir şekilde topladı. Hemen yanındaki banka doğru yürüdü ve elindeki notları düzeltmeye başladı.

Hepsini düzenleyip çantasına geri yerleştirdi. Kısaca iç çekip karşısındaki deniz manzarasını fark etti. Hiç kalkmadan denizi, dalgaların hafifçe taşlara vururken çıkardığı sesi dinledi. O sırada aklından şu ana kadar yaşadıklarını geçirdi. Çok şeyin üstesinden gelmişti bir sene sonra okulu bitecek ve iş aramaya başlayacaktı. Herkesin onu bırakıp gittiği günden beri tek hayali olan mesleği yapacak ve çocukları mutlu edecekti. O sahildeki banka oturmuş tüm bu olanları düşünürken bakla falı baktığını söyleyen bir kadın yanına oturdu. ”Kimse bu kadar uzun denize oturup bakmaz belli ki bir derdin var gel de senin geleceğine, seni nelerin beklediğine bakalım.” dedi. Kadına baktı buna gerek olmadığını kendisinin zaten küçüklükten kendi geleceği için uğraştığını kısacası geleceğinin nasıl olduğunu bildiğini söyledi. Bu tip şeylere hiç inanmamıştı zaten hepsi bir kandırmacaydı, herkes geleceğini kendisi belirlerdi bunu bir başkasının söylemesine gerek yoktu.

(Visited 30 times, 1 visits today)