Kedi Hırsızı

“Artık senden bıktım! Her şeye bir bahane bularak buluşmalarımıza gelmiyorsun kesin bizden uzak durmak istiyorsun.” diye söyleniyordu Sera’nın arkadaşı Sera’ya. “Hiç bir zaman sizinle dışarı çıkmak için zamanım olmuyor ki! Ders çalışıyorum her zaman evet biliyorum sıkıcı ama ailem çıkmama izin vermiyor.” diye çıkıştı Sera arkadaşına. Sera’nın arkadaşları ona göz devirerek uzaklaşırken Sera da içinden “Hem komşum hem de bu kızlar başıma bela açtığı zaman gerçekten sırtımdaki yükü kaldıramıyorum.” diye geçirdi.

Tam eve vardığında kedisi Duman’ın balkondan atlamaya çalıştığını görünce hemen eve koşup Duman’ı balkonun camından çekmeye çalıştı. Duman hem hırlıyor hem de camdan acı çekermişçesine miyavlıyordu. En sonunda kedisine dayanamayan Sera kedisini bırakıp eli kanadığı için mutfaktan yara bandı almaya gittiğinde mutfağın camından küs olduğu komşusunun evine giden Duman’ı gördü. Kendi kendine konuşarak kedisinin küs olduğu komşusuna neden gittiğini olaylarla ilişkilendirmeye çalışırken “Kedim küs olduğum komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı içeriden tuhaf bir koku geliyordu.” diye mırıldanırken birden gözleri fal taşı gibi açıldı. “Tabii ya! Komşumun evinden tuhaf kokular geliyor, acaba neler dönüyor evinde?” diye bağırdı.

Hemen aşağı inip gizlice komşusunun evini izlemeye başladı. Sadece yanan bir şömine ve yanında kocaman bir kitap rafı gördü. Kedisini içeride göremeyen Sera hemen komşusunun kapısını çalıp komşusuna “Merhaba Aysel Hanım. Kapınızı çalarak sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim ama gerçekten çok derdim var ,birer kahve içerek muhabbet etmeye ne dersiniz?” diye giriş yaptı. Aysel Hanım biraz sinirli bir şekilde “Pardon siz elinizi kolunuzu sallayarak buraya girebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Burası benim evim ve istediğimi size söylerim ayrıca hayır kahve falan içmem sizinle.” diye cevap verince Sera’nın sinirleri tepesine kadar geldi. “Saçma sapan konuşarak vaktimi harcama komşu bozuntusu. Şurada ilk defa sana nazik bir şekilde kapına kadar gelmişim yaptığın muameleye bak. Ay tamam evin senin olsun zaten senin gibilerle uğraşamam. Benim kedim bu eve geldi onu almaya geldim zaten kahve falan içmeyecektim.” deyince Aysel Hanım’ın yüzü kızardı. “Sen benimle nasıl böyle konuşur-” derken Sera lafını kesti ve “Kedimi verecek misin yoksa evinin camlarından mı olacaksın?” diye sordu hiç bozuntuya vermeden. Aysel Hanım hemen içeri girdi ve Duman’ı aramaya başladı vermek için. Duman Aysel Hanım’ın ona verdiği balığı yiyordu ve resmen Aysel Hanım’ı gerçek sahibi olarak görüyordu. Tabi ki Aysel Hanım bu fırsatı kaçırmak istemedi ve dışarı çıkıp Sera’ya kedisinin evde olmadığını söyledi. Sera sert bir şekilde tekrar sordu “Kedimi verecek misin yoksa evinin camlarından mı olacaksın?” diye. Aysel Hanım “Ay yok işte senin kedin falan benim evimde, gider misin?” deyince Sera sopasını çıkardı. Gerçekten de Aysel Hanım’ın evinin camlarını paramparça etti ve Aysel Hanım sadece ağzı açık bir şekilde izleyebildi. Sera, “Son bir kez daha soruyorum… Kedimi verecek misin yoksa bu sefer kapını mı kırayım?” deyince Aysel Hanım hemen içeriden Duman’ı almaya gitti ama yine gönlü el vermedi. Öbür evlerden kendine özel balık kokusu ile çektiği kedilerden birini Duman’mış gibi verdi.

Sera ilk başta kendi kedisi olmadığını anlasa da Duman’mış gibi baktı kediye. Bir kaç gün sonra yola koyuldu. Elindeki kediyi sahiplendirmek için kedi sahiplenme ilanları koydu her tarafa ve altına ulaşım için kendi telefon numarasını yazdı. Bu ilanlardan bir tanesini gören Aysel Hanım hemen bu ilanları Sera’nın astığını anladı ve Duman’ı saklamaya karar verdi. Sonradan Sera komşusuna kedisini almak için döndüğünde “Senin bana verdiğin o kediyi sahiplendirdim. Şimdi bana kendi kedimi ver.” dedi kapıyı açar açmaz. Aysel Hanım hâlâ kedinin onda olmadığını söylediği için Sera daha da sinirleniyordu. “Bak işin polise veya davaya kadar uzamasını istemiyorsan kedimi ver gideyim.” deyince Aysel Hanım çok korksa da kediyi vermedi ve hiçbir şey demeden evine döndü. Ertesi gün dilekçe kâğıtlarıyla komşusunun zilini çaldı Sera “Dava işini hallettim okursan kâğıdın üstünde ‘Kedi hırsızlığı ihbarıyla cezalandırılacak olan Aysel  Taşçı’nın davaya gelirken çaldığı tüm kedileri evine getirebildiği özel kedi kokusunu da getirmesi özellikle arz edilir.’ yazıyor.” diyerek eve girince Aysel Hanım resmen korkudan ölecek gibiydi. Sera bu sessizliği bozup “Ya şimdi kedimi ver ya da mahkemede gününü görürsün!” diye söyleyince, Aysel Hanım hemen içeri koşarak Duman’ı alıp Sera’ya verdi. Aysel Hanım “Lütfen davayı şimdi iptal et bak kedini de verdim ,mutlu musun?” deyince Sera kahkahalar içinde gülmeye başladı. Sera, “Dava zorunlu, ayrıca bu davayı ben her yere yaydım yani kedisini çaldığın herkesten özür dileyip kedilerini geri vereceksin.” der demez kendini bir kahraman gibi hissetti. Ertesi gün haklı olarak davayı kedisi çalınanlar kazanınca, Aysel Hanım bütün kedileri geri verdi, hem bir buçuk yıl hapis hem de on bin lira para cezasına çarptırıldı ve adalet yerine geldi.

(Visited 9 times, 1 visits today)