O gün okuldan çok yorgun gelmiş ve akşamüzeri uyuyakalmıştım. Birkaç saat sonra uyandığımda evde kimsenin olmadığını fark etmem biraz zaman aldı. Çünkü bir türlü uykumu açamıyor ve yataktan kalkamıyordum. Sürünerek mutfağa gittim ve yarı kapalı gözlerle buz dolabını açmamla gözlerim de fal taşı gibi açıldı. Beyaz bir kedi buzdolabından tezgahın üzerindeki kırmızı tepsiye fırladı oradan da benim üzerime atladı. Anneme seslendim ama ses gelmeyince evde telaşla dolaşmaya başladım.
Bir süre sonra kediyle baş başa olduğumuzu anladım. Kediyi aramaya başladım yatak odasına gidince örtünün üzerindeki topaklık hareket etti böylece kedinin orada saklandığını anladım. Sonra kediyi yakalamaya çalıştım ama çok hızlı koşup başka yerlere saklandı. En sonunda oyuncakları kediye atmaya başladım o da oynaya oynaya bana gelince kucağıma alıp sevdim. Anneme telefon ettim ve nerede olduklarını sordum: O da bana “sen daha uyursun diye dışarı çıktık, şimdi geliyoruz.” dedi.
Annemler gelince “anne n’olursun bu kedi bizimle kalsın” deyince annem “nereden çıktı bu kedi?” diye şaşırarak sordu. Ben de “buzdolabından” dedim. “buzdolapları kedi üretmez” dedi. Kedi bizim oldu.Adını buz koyduk ama buzdolabına nasıl girdiğini bir türlü bulamadık.