Herkes gibi benimde ilerde yaşamayı düşündüğüm yere ilişkin bir hayalim var.
Ben asla büyük şehirde yaşamak istemiyorum.
Çünkü şehrin kalabalığı, trafik ve hava kirliliği yaşamı çekilmez hale getiriyor. Dev gibi binaların arasında insan kendini kaybediyor.
Temiz hava olmadan yaşamak, sağlıksız ortamlarda bulunmak, stres, insan sağlığına da büyük zararlar veriyor. Ömrünü kısaltıyor.
Bu nedenle benim ilerde yaşamayı düşündüğüm yerde bunların hiçbirinin olmasını istemiyorum.
Ormanın içerisinde, küçük bir yerleşim yerinde, bol oksijen ve doğayla başbaşa bir yaşam benim en büyük hayalim. Yanında küçük bir derenin aktığı, uzaktan da olsa denizi gören ve geceleri gökyüzünde bolca yıldızın bulunduğu böyle bir yerde küçük bir evim olmasını isterim.
Küçük bir ev, ama mutlaka bahçeli. İhtiyaç duyacağım yiyeceklerin bir kısmını organik olarak yetiştirebileceğim, meyve ağaçları ve sebzelerin bulunduğu bahçeli bir ev.
Türkiye’de benim hayalime uygun birçok yer olduğunu biliyorum.
Ama ben Kazdağları’nda yaşamak istiyorum. Kazdağları, Türkiye’nin oksijeni bol olan yerlerinden biri. Denize de yakın. Üstelik çok güzel evleri var. Birçok şelalesi ve deresi ile görülmeye değer bir yer.
Ayrıca burası tarihi bir bölge. Dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak biliniyor.
Ülkemizde bu kadar güzel bir yer varken, halen neden büyük bir şehirde yaşamak zorunda kaldığımı anlayamıyorum.