Bir gün arkadaşlarımla ben ormanda yürüyüşe çıkmıştık. Bir de ne görelim, karşımıza kocaman karanlık mı karanlık bir mağara çıktı. Koca yürekli arkadaşım mağaraya tam giriyordu ki arkadaşlarım “Hayır!!!!!!” diye bağırdılar ama ben onun kararına saygı duyuyordum. Ona son bir kez sordum, “Son kararın bu mu?” diye. “O karanlık mağaranın içinden ayı, yılan, yarasa, kurt çıkabilir.” dedim ama dinlemedi arkadaşım. Kahvaltıda yürek yemiş, herhalde. O mağaraya girdikten sonra “Size bir kötü bir de iyi haber söyleyeceğim.” dedi. İyi haber, orası sadece bir adım uzunluğundaymış, yani kocaman değilmiş. Kötü haber, kafasını çok kötü çarpmış. Onun için çok üzüldük ama biz uyarımızı yapmıştık, o dinlememişti. Hemen eve geldik ve kafasını bandajladık. Annesi ona çok kızdı neyse ki bir günü daha atlatmıştık. Ertesi gün okula giderken bir köpek gelip üstüme yürüdü. Hemen okula koştum ama çıkışta beni bekliyordu. Meğerse arkadaşıma geçmiş olsun demek için yaptığım köftelerimin kokusunu almış. Arkadaşım da yaptığım köfteleri çok beğendi. Bir günü de kazasız belasız atlattım.
Kazasız Belasız
(Visited 9 times, 1 visits today)