Kayıp Orman

On yaşında olan Alp, her sabah olduğu gibi, kahvaltısını yapıp evden okula gitmek üzereyken, kütüphaneden aldığı eski kitabı fark etti. Kütüphanenin en köşesinde, tozlu raflarda unutulmuş gibi duran bu kitap, Alp’in dikkatini çekmişti. Kitabın kapağı, zamanın yıprattığı bir deriyle kaplıydı ve üzerinde, solmuş altın harflerle “Kayıp Orman” yazıyordu. Alp, kitabı merakla alıp okumaya başladı. Kitabın sayfaları, eski bir kâğıt gibi sararmıştı ve üzerinde, yıpranmış bir mürekkeple yazılmış, garip bir hikaye vardı. Hikaye, kayıp bir şehrin gizemli bir yaratığın koruması altında olduğunu anlatıyordu. Ali, kitabı okudukça, kendini hikayenin içine çekilmiş gibi hissediyordu. Sanki o da, kayıp ormanı bulmak için yola koyulmuş gibiydi.
O gece, Alp, rüyasında, kitabın sayfalarından fırlayan bir yaratık gördü. Yaratık, uzun boylu, zayıf, tüylü bir vücuda sahipti ve gözleri, kan kırmızısı gibiydi. Yaratık, Alp’e dağınık dişleriyle gülümsedi, ve ona, “Ben, Kayıp ormanın koruyucusuyum. Seni, şehri bulmaya davet ediyorum.” dedi. Alp, uyandığında, rüyasının gerçek olduğunu sandı. Odasına baktı ve yaratığı aradı. Ama yaratık, orada değildi. Alp, kitabı eline aldı ve sayfalarını çevirdi. Kitabın sayfaları, sanki ona bakıyordu. Alp, kitabı kapatıp, yataktan kalktı. O günden sonra, Alp’in hayatı değişti. O, artık sıradan bir çocuk değildi. O, Kayıp Ormanı bulmak için yola koyulmuş bir seçilmiş kişiydi. Kendisi bunu yapmak çok istemesede onun görevi artık buydu, saki bir büyü yapılmıştı ona. Alp, kitabın ipuçlarını takip ederek, ormanı bulmak için uzun bir yolculuğa çıktı. Yolculuğu boyunca, birçok değişik şeylere rastladı, mesela pamuk şekerden yapılmş ağaçlar, veya üç gözlü tilkiler. Ama Alp, cesaretini kaybetmedi. Çünkü o, Kayıp Ormanı bulmak için kararlıydı. Sonunda, Alp, Kayıp Ormanı buldu.  Gizemli bir ormanın ortasında ölü hayvan cesetlerinden yapılmış bir kulübe gördü, tüyleri diken diken oldu, çok kötü kokuyordu. Biraz ürkütücü olsa da Alp kulübeye yavaş yavaş yakınlaştı taki çığlıklar duymaya başlayana kadar. Alp hızlıca kulübeye girdi ve ilk gördüğü şey  yaratık oldu.  Yaratık, Alp’e gülümsedi ve ona, “Hoş geldin, Alp. Sen, Kayıp Ormanı bulmayı başardın.” dedi. Alp, Kayıp Şehri bulmanın mutluluğunu yaşadı. Ama bu sevinç sadece bir kaç dakika sürebildi çünkü Alp yaratık tarafından yarıya ısırılmıştı sadece belinden altı kalmıstı, diğer yarısını yaratık yemişti. Yaratık dahada büyüdü ve sıradaki kurbanını seçmeye gitti…
(Visited 1 times, 1 visits today)