Karanlık bir geceydi,camdan derin ve bir o kadar güzel denizi izliyordu,sevdiği kadını düşünüyordu genç adam,sevdiği kadın kralın kızıydı,her gece onun olduğu kuleye gizlice giderdi.Onun yanında olmak,onun gözlerinin içine bakmak istiyor fakat aralarında hırçın bir deniz vardı,sanki aşıkların kavuşmasını istimezcesine onları ayırıyordu.Genç adamın aşkı öyleydi ki her gece sevdiğini görebilmek için o denizi de aşıyordu ama artık sevdiği sürekli yanında olsun istiyordu,ona dilediği gibi sarılmak istiyordu.
Bunları düşünürken,kapkaranlık denizin arasında bir ışık gördü genç adam,bu sevdiği kadının ona bu karanlık dünyada verdiği ışıktı,ona gündüzü veren ışıktı,bu ışık onun yaşama sebebiydi,sevdiği kadın olmasa hiç mutlu olamazdı ki,sevdiği kadını bir an önce görmek için hızlı bir şekilde evinden çıktı,sahile doğru büyük adımlarla yürümeye başladı,aynı zamanda heyecanlıydı,her gece sevdiği kadını görmesine rağmen onu göreceği anlarda içi içine sığmıyordu,sahile geldiğinde dalgaların ne kadar derin olduğunu anladı ama bu umurunda değildi o sevdiği kadına ulaşmak istiyordu,denize doğru yürüdü,ayağı buz gibi soğuk denizi hissedince irkildi ama ışığına gitti genç adam,denizin derinliklerine kadar yüzdüğünde,ışığın kaybolduğunu ve karanlıklara gömüldüğünü farketti,ışığı onu bırakmıştı,bu olamaz dedi genç adam o beni bekliyor diye düşündü.Sonra ise sahile geri dönmeye çalıştı ama dalgalar o kadar büyüktü ki göz gözü görmüyordu,daha sonra gitmeye çalıştığı yere doğru yüzmeye başladı ama dalgalar onu dibe çekiyordu,biraz daha hırçın ve büyük dalgalarla baş etmeye çalıştı genç adam daha sonra ise karanlık sularda kayboldu…Aslında o ışığı sevdiği kadın açmamıştı,onların her gece buluştuğunu öğrenen ve onları krala söylecek olan biri o ışığı açmış.
Sevdiği kadın bunlar olurken derin bir uykudaymış,birkaç gün sonra ise onu hüzüne boğan haber gelmiş biri sevdiği adamı bulmuş ve krala söylemiş ve sevdiği adamın bu dünyadan gittiği öğrenince o kadar üzülmüş ki sanki kalbinin yarısı parçalanmış gibi hissetmiş,ruh eşi gittiği için hüzünlenmiş,gözyaşları sel olmuş daha sonra ise o ışığın açıldığı yerden denize atlamış ve o da veda etmiş bu fani dünyaya…
Bu hikaye İstanbul Boğazında bulunan Kız Kulesinin bilinen hikayelerinden biridir,Leandros ve Hero’nun hikayesidir,hikayenin devamında ise Hero’nun babası kral kızının öldüğü yere kızının anısını yaşatmak için kız kulesini yaptırmıştır.Kız kulesi zamanında zindan olarak kullanılmış ve Türkiye dışında bir sürü devlete ev sahipliği yapmıştır.Bu hikayede ne yazık ki birbirini seven Hero ve Leandros kavuşamamış ve bir hikayede daha sevenlerin yolları ayrılmış,hüzünle bitmişti.