KATİL

Genç adam başka bir sıkıcı iş gününe daha başladığını düşünüyordu. Her zamanki gibi kapısı açılırken gıcırdayan arabasına bindi. Dün gece izlediği habere göre şehirdeki suç oranının giderek arttığını, bu yüzden yeni polis memuru alımının fazlalaştığını duymuştu. Kendisi yirmili yaşlarda olmasına rağmen daha büyük gösteriyordu. 2 yıldır bu işi yapan birine göre kendini tecrübeli sayabilecek bir seviyeye geldiğini düşünüyordu.

Ofisine girerken arkasından biri ona seslendi.                                                                     -Hey Jonathan! Seninle biraz konuşabilir miyim?                                                               Jonathan ofise girdi, paltosunu astı, eşyalarını kahverengi masanın üstüne bıraktı ve amirin ofisine doğru yürümeye başladı.

Amiri ona yeni bir görevi olduğunu anlattı. Ünlü bir katilı ve psikopat olan David Ferbour’un geçen günlerde şehir dışında küçük bir kasabada görüldüğünü, onu yakalama görevinin de Jonathan’ın olduğunu söyledi.

Kabaya doğru yol alırken içindeki duygular; biraz korku ve heyecandı, Daha önce duyduğuna göre bu adam tamı tamına 68 cana kıymıştı. Kurbanları genelde tanınmış polisler oluyordu. Her cesedin üzerine kurbanın banka numarasını, şifresini ve bir harf yazıyordu. Yapılan araştırmalar sonucunda ise kurbandan çalınan tek bir kuruş bile olmadığı gözlemleniyordu. Buradan anlaşılıyordu ki David para için değil başka sebeplerden ötürü öldürüyordu. Bu aklını kurcalayan soruları düşünürken kasaba tabelasının yanından geçtiğini fark etti.

Kasabaya girdiğinde sağanak başladı ve bir yere park edip birkaç kişiye suçlu hakkında soru sormaya karar verdi. Kasap Mundy diye orta yaşlı bir adamdı. Son zamanlarda kasabada bir sorun çıkmadığını, geçen gece muhtemelen kasabada yaşamayan birinin (kasabada yaşayanların çoğunu tanırdı) gelip elindeki büyük bıçağı nereden aldığını sorduğunu söyledi. Jonathan şüphelenmişti. Biraz daha araştırdı ama kasabada onu gören başka bir insana rastlamadı. Ta ki emlakçı Joseph ile tanışana kadar. 20 yıldır burada yaşayan Joseph kasabadaki her evde kimin yaşadığını bildiğini iddia ediyordu. Ona sorduğunda adam geçen hafta kabaya gelen bir adamın bir depo kiralamak istediğini söyledi. İlk önce emin olamayan Joseph David’in biraz uğraşıyla depo benzeri bir yeri 2 haftalığına kiraya vermişti.

Jonathan depoya vardığında sağanak kesilmiş, güneş açmıştı. İçeri girerken çok dikkatli olmalıydı. Deponun en tepesindeki pencere dışında başka penceresi gözükmüyordu. Tek gördüğü mantıklı çözüm arkadaki, kullanımı çok uzun zaman önce bırakılmış eski kapıydı. Sessizce kilidini açtı ve yavaşça ağır kapıyı iteklemeye başladı.

İçerisi karanlık ve kocamandı. Jonathan içeride kimsenin olmadığını düşündü ve biraz araştırmak istedi. Birkaç kağıdı incelerken arkasından bir ses duydu:

-Ben de seni bekliyordum evlat!                                                                                          Genç polis uyandığında ilk fark ettiği şey bileğindeki kelepçeler idi. Ne kadar ironik diye düşünürken kafasındaki sızlama onu rahatsız etti. Büyük ihtimalle bir odun parçasıyla vurmuştu David. Bu adam geleceğini nereden biliyordu ve ondan ne istiyordu? Bunlar Jonathan’ın kaçtıktan sonra düşünmesi gereken sorulardı. Katilin yakında geleceğini düşünüp kendi kendine “Fazla vaktim kalmadı, bu durumdan bir an önce kurtulmalıyım.” dedi ve etrafında işine yarar bir şeyler aramaya başladı. David’in odada bir şey bırakmadığını fark ettikten sonra ayak sesleri duymaya başladı. Çok şaşırmıştı çünkü ayak sesleri sanki bir değil, iki kişiye aitti. Oysa David’in yalnız çalıştığını biliyordu.

Odaya giren ilk kişi David idi. Arkasından ise amiri. İkisi de ona bakarak gülüyorlardı ve Jonathan giderek korkmaya başlıyordu. Amiri konuşmaya başladı:                                    -Şaşırdın değil mi? Özür dilerim evlat. Sana her şeyi olduğu gibi anlatmamış olabilirim. Yanımda gördüğün arkadaşım David senin için güzel bir son hazırlayalım istedi.               Jonathan bağırmaya başladı ve David sözü amirden aldı:                                                  -Baban iyi bir adamdı sanıyorsun değil mi? Kendi arkadaşını öldüren iyi bir adam. Görev icabı olsa da bunu asla yapmamalıydı. Biz bir ekiptik. Hem de en iyisi! Baban ise bizi yarı yolda bırakıp gitti. Ekip arkadaşımızı bir adamı öldürmekten suçladı ve ikisi kavga ederken onu öldürdü. Mahkeme ona inandı ve onu serbest bıraktı.

Jonathan bunun bir intikam planı olduğunu anlamıştı. David’in öldürdüğü insanların üstüne bıraktığı harf Jonathan’ın babasının isminin baş harfiydi. Bu olaydan sonra akli sağlığı bozulan David her öldürdüğü insana sanki genç polisin babasını öldürmüş gibi davranıyordu. Ayrıca niyeti yanlış anlaşılmasın diye, para amacı olmadığını göstermek için kurbandan banka hesabı ve şifresini yazdırıp üstüne bırakıyordu. Amir de polis karakolunda köstebek rolü oynayıp oradaki polislerin evlerini ve kişisel bilgilerini David ile paylaşıp onları ona öldürtüyordu. Son kurban ise kendisiydi. Büyük final.

David devam etti:                                                                                                                 -Baban huzur içinde öldü. Bunun sana da olmasına izin vermeyeceğim.                          Katil silahı çıkarttı ve Jonathan’ın alnına dayadı. Tam sıkacakken amir “Dur” dedi.           -Bunu ben yapmalıyım. Kendi güvendiği ekip arkadaşı tarafından öldürülmek nasıl görmeli.                                                                                                                                Jonathan neden babasının yaptıklarını kendisinin çektiğini düşünüyordu. Sonra gözünün önüne David’in geçmişteki bir hali geldi. Şimdi hatırlıyordu. Babası o çok küçükken onları yemeğe çağırmıştı. Gözünün önündeki anıda çok mutlulardı. Birlikte gülüyor, eğleniyorlardı. Sanırım neden olduğunu anlamıştı. Aileden tek kalan kişi kendisiydi ve Jonathan onlara eski mutlu günlerini hatırlatıyordu. Onlar ise o günleri silmek için çalışıyorlardı. Bir an onlara hak verdiğini bile düşündü. Artık kafasındaki düşünceler o kadar birbirine girmişti ki son sözü “Özür dilerim” oldu.

İlgili resim

(Visited 63 times, 1 visits today)