Görünmeyen Sınırlar

Siz insanlar gerçekten böyle bir dünyada mı yaşıyorsunuz?
Vah, halinize üzüldüm. Gerçekten sizin adınıza çok üzülüyorum. Ama gelin, benim dünyamı dinleyin de bir şok yaşayın! Benim dünyamda ne üzüntü var, ne yalnızlık, ne ölüm, ne de küslük. Benim dünyamda yağmur yağarken insanlar renkli renkli montlar giyip dışarı çıkarlar. Islanmayı umursamazlar, her şeyi kafalarına göre yaparlar ve kimse onları yargılamaz.
Sadece eğlence doludur benim dünyam, sadece mutluluk vardır. Ne yaparsan yap, kimse sana kötü davranmaz. Fakat bunun bir sınırı vardır tabii ki. Bu sınır oldukça geniştir fakat o sınır, bir insana bilerek kötülük yapmaya başladığın an başlar. O zaman, kimse seninle konuşmaz, göz göze gelmezsin. Bir anda, görünmez olmuş gibi hissedersin.
Okuldan atılırsın ve senin gibi davrananlar bir başka okula gönderilir. Orada beş yıl boyunca kalırsın. Ama okuluna geri döndüğünde, kimse seni yargılamaz. Ne surat asar, ne de sana bakmazlar. Aksine, sana çok daha iyi davranırlar.
Sadede gelecek olursam, benim dünyam sizin dünyanız gibi insanların birbirini yargılayacağı bir yer değildir. Sen ne yaparsan, onun karşılığını alırsın. Eğer kötüysen seni iyileştirmeye çalışırlar. Ama eğer yedi yıl boyunca düzelmezsen, seni bu kin dolu, kötü dünyaya gönderirler.

Emin ol, kimse ne sizin dünyanızda yaşamak, ne de uyumak ister. Bizim dünyamız berrak bir su gibidir, ama sizin dünyanız neden çamurlu bir su gibi? Hiç düşündünüz mü? Bence çok düşünmelisiniz ve “Daha ne yapabiliriz?” diye düşünmelisiniz.

(Visited 4 times, 1 visits today)