Normal bir akşamdı. Odamdaki koltukta oturmuş televizyon izliyordum. Kucağımda kedim Şimşek uyuyordu. Bir anda ışıklar yanıp sönmeye başladı. Ben daha ne olduğunu anlamadan kedim kucağımdan atlayıp küs olduğumuz komşumun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı, içeriden tuhaf bir koku geliyordu. Yavaşça kapıya doğru ilerledim. Kapıyı hafifçe araladım, etrafıma bakındım. Etrafta renkli sıvılar, kazanlar ve eski kitaplar duruyordu. Bulut’a seslendim ama kedim hiçbir yerde yoktu. Odada gezinmeye başladım. Tüm köşelere ve deliklere baktım fakat kedim yoktu. Tam umudumu kaybedecekken ilerde bir kapı gördüm. İçeri girdiğim anda burnuma yanık kokusu geldi. Tam geri çıkmaya karar verince kapı kapandı ve kilitlendi. Artık korkmaya başlamıştım. Bağırmaya ve çığlık atmaya başladım ama tam o anda arkadan bir el ağzımı kapatıp gözümü bağladı ve beni sürüklemeye başladı. Ellerimi arkadan bağlayıp beni bir sandalyeye oturttu ve göz bandımı çıkardı. Fakat o an karşımda gördüğüm şey karşısında donup kalmıştım. Komşum, kedimi ateşte pişiriyordu! Ağlamaya, bağırmaya başladım fakat kimse beni duyamıyordu. Tam o anda başım dönmeye başladı ve bayıldım. Bir anda kendimi evde, yatakta buldum. Hemen ayağa kalkıp alt kata koştum ve kedimi aramaya başladım. Kedimi uyurken bulduğumda çok rahatladım ve bunun sadece bir rüya olduğunu anladım.
Karşı Komşum
(Visited 5 times, 1 visits today)