Karlı Bir Gün

Her zamanki gibi yeni bir güne uyandım. Dışarıda lapa lapa kar yağıyordu, Ankara’da Yenimahalle’de bu kadar kar yağdığını ilk defa görüyordum. Yenimahalle’de bu kadar kar yağıyorsa, İncek’te (okulumun olduğu yerde) kayak yapılabilecek kadar kar yağıyor olması lazımdı. Merakla Twitter’ı açıp Ankara valisinin ismini arattım, onun Twitter duvarına girdim. Tabii ki de sadece kendimize dikkat etmemiz gerektiği konusunda bir yazı paylaşan valimiz, okulları tatil yapmamıştı. Bütün yorumlar öğrencilerle dolmuş, herkes isyan ediyordu. Valinin duvarına ”lütfen tatil olsun hava çok soğuk” vs. yazmak çok bir işe yarayacak gibi görünmüyordu. Bu yapacağım şey de gerçekleşmez ama kısa bir zamanımı alacağı için denemeye değer.

Ruhsuz, mutsuz evden çıktım. Kendimi yataktan zor kaldırmıştım oysaki. Sabah sabah servisi beklerken can sıkıntısından telefonu açtım ve bir daha valinin duvarına, Twitter’a baktım, bir de ne göreyim… Tabii ki de vali tatili vermemişti. Bizim şehre geldiğinde onun gidişine üzülen öbür şehir sakinleri bunları yaşasaydı acaba ne hissederlerdi. Ankara’da bir gram tuz bile kalmamıştı fakat buna rağmen vali tatil vermemişti. Eninde sonunda servis geldi ve bindim, sıkıcı sıkıcı gidiyorduk yolda. Hem de neredeyse servisin yarısından fazlası yoktu, okula gelmeyeceklerdi. Yaklaşık bir saatlik sıkıcı yolculuk sonunda okula ulaştık. Ana servisimiz bizi Ortaokul binasına bıraktı ve gitti, buradan lise binasına gitmek için ”Shuttle” kullanmalıydık. ”Shuttle” lar ayni bizim servis gibi ilk önce ortaokul binasına gelir, ama bizim servisten farklı olarak ayrıca lise binasına da uğrarlar. Bu yüzden anne veya babanız sizi okula arabayla bırakamıyorsa ”Shuttle” lar sizin için doğru seçim olacaktır. ”Shuttle” a biner binmez bir arkadaşımı gördüm ve yanına oturmaya karar verdim. Malum bizim serviste neredeyse kimse yoktu ve çok sıkılmıştım. Büyük ihtimalle arkadaşım okula gidene kadar uyuyacaktı (okul erken başladığı için çoğu kişi uyku alamıyor, genellikle geç yattıkları için) ama ben yine de yanına oturmaya karar verdim. Gerçekleşmezdi belki ama denemeye değerdi.

Yanına oturdum, merhaba demeden kafasını kapattı ve uyumaya başladı, yaklaşık on beş dakika boyunca gitti servis, fakat İncek’in acımasız hava durumu ve yokuş aşağı yollarında çok dayanamadı. Servisten inip yürümek zorunda kaldık, bu bizim için çok büyük bir problem değildi çünkü okulun yakınlarındaydık. Okula vardığımda da servisten farkı olmadığını fark ettim. Okulun neredeyse yarısı yoktu. Öğlene kadar ders işlendi ve çok fazla kar yağdı. Müdürün yanına koştuk, belki bir şans tatil olmuştur diye. Gerçekleşmeyecekti ama denemeye değerdi.

(Visited 130 times, 1 visits today)