Serin bir mart akşamında, kulaklığımdan dışarı taşan klasik müziğin tınısı eşliğinde kütüphaneden evime doğru gitmek için yola koyulmuştum. Çiselemeye başlayan yağmur adımlarımı hızlandırmamı sağlamıştı. Kapüşonlumun şapkasını geçirmek için kulaklıklarımı çıkarttığım sırada ilerdeki çalılardan bir ses duydum. Sesin kaynağının ne olduğunu çözebilmek için çalılara doğru yavaş yavaş adım atarken çelimsiz yavru bir kedi çalıların arasından çıkageldi. Yağmurdan dolayı hafif ıslanıp, tir tir titreyen bu yavru kediyi öylece burda bırakamazdım. Onu ürkütmeyecek bir şekilde alıp, mama almak için hızlıca en yakın markete doğru gitmek üzere yola çıktım. O sırada çalan telefonumun kulak tırmalayan zil sesi bütün huzurumun bozulmasına neden oldu. Arayan kişi kuzenimdi acil yanına gelmemi söyleyip yüzüme kapattı, normalde olsa bu saatte asla gitmezdim ama önemli bir durum olduğunu söylemesi ve telaşlı bir şekilde konuşması benimde panik yapmama neden oldu. Koşar adımlarla taksi durağına giderken aceleden dolayı çoktan unutmuş olduğum yağmur giderek artarak kendini hatırlattı. Daha fazla ıslanmamak için hemen bir taksi çevirip, yavru kediyle beraber kuzenimin attığı konuma doğru gitmeye başladım. Taksi durduğunda etrafı inceledim sırada daha önce hiç gitmediğim bir restoran, kafe benzeri bir yer olduğunu gördüm. Ama beni bu saatte apar topar buraya çağırmasının nedeni neydi? İyice meraklanmaya başlamıştım. Hızlıca içeri girdim , etrafı zifiri bir karanlık esir almıştı. Ee kimse yoktu burada ne diye çağırmıştı beni? Sonra birden saçılan renkli ışıklar gözlerimi kamaştırırken, etrafta yüksek sesli ”İyiki doğdun! ” nidaları doldurdu. Aniden karşımda beliren kuzenimle beraber yavru kedinin kucağımdan atlayıp kaçması bir oldu.İyi ama benim doğum günüme daha vardı neden şimdi böyle bir şey yaptıklarına herhangi bir anlam verememiştim. Kuzenimin ”Süprizimizi beğendin mi” diye kulağımın dibinde bağırması üzerine bu sefer gerçek anlamda oradan bir an önce kaçıp kurtulmak istedim. Yüksek sesli ortamlardan hiç haz etmezdim, yavru kedi de benimle aynı düşüncede oluyor olmalı ki ortadan kaybolmuştu. Kuzenime neden şimdi böyle bir şey yapma girişiminde bulunduğunu sorduğum sırada ise bana böyle haberim olmadan daha gizemli ve gerçekci olduğunu dile getirdi. Hediyeleri vermek için beni restoranın ortasına doğru yönlendirdikleri zaman masananın altına saklanmış kediyi yanıma aldım. Ona oradaki yiyeceklerden biraz verdikten sonra beraber pastayı üflemek için herkesin ortasına geçtik. Her ne olduysa ben mumları üflediğim sırada oldu. Kedi de dahil etraftaki herkes kayboldu. Restoranda da değildim, nereye gelmiştim ben böyle? Hiç bilmediğim bir sokağın ortasında yoldan geçen insanların arasında kalmıştım.Hemen cebimden telefonumu çıkardım ve kuzenimi aramak için rehberime girdiğimde ise karşılaştığım şey beni dumura uğrattı. Bu benim rehberim değildi kuzenimin, arkadaşlarımın, tanıdığım hiç kimse kayıtlı değildi. Olabildiğince sakin kalmaya çalışarak ezbere bildiğim numarayı tuşladım. Kuzenim aramayı cevaplar cevaplamaz neler olduğunu sordum. O ise bana beni tanımadığını ve yanlış numarayı aradığımı söyledi, ben cevap vermeden telefonu kapattı ve ben öylece kalakalım. O sırada telefondan yansımamı gördüm bu, bu ben değildim. Nasıl olur bilmiyorum ama bu benim yüzüm değildi. Deliriyordum sanırım. Bunun bana yapılan kötü bir şaka olmasını umuyordum. Öylece telefon ekranından yansımama bakmaya devam ederken arkamdan gelen korna sesiyle maalesef kenara çekilmek için çok geç kalmıştım. Son sürat gelen bir arabanın bana çarpmasıyla, annemin kapıyı tıklatması bir oldu. Gördüğüm her şeyin basit bir rüyadan ibaret olduğunu anlayınca çok sevindim.
Karışan Ruhlar
(Visited 5 times, 1 visits today)