Karantinanın Üşüyenlerine Sıcacık Kitap Önerisi

Don Kişot, sadece dünya edebiyatı için önemli bir parça değil, aslında hepimizin içinde kendimiz için bir şeyler yakalayabileceği derin ama bir o kadar da eğlenceli bir maceradır. O kadar dolu bir içerik sunuyor ki siz de kitabı bitirdiğinizde kendinizi Don Kişot kadar yorgun hissediyorsunuz.

27 Eylül 1547’de doğan Miguel de Cervantes Saavedra, gelmiş geçmiş en iyi kurgusal içeriklerden birine kendi imzasını atmıştır. Kendisi İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne esir düşmüştür. Esirlik yılları boyunca önce Kılıç Ali Paşa Camii’yi yapmış daha sonrasında da esirliğini Cezayir’de geçirmiştir. İspanya’ya döndüğünde ise Don Kİşot’u yazmıştır.

Terry Gilliam ve Don Kişot Projesinin Laneti Sürüyor!

Don Kişot, bir köyün varlıklı bir beyefendisinin kafasını “gezici şövalye romanlarıyla” bozması sonucu kendini gezici bir şövalye ilan etmesiyle başlar. Kendisini şövalye ilan eden bu şahıs kendisine gerçek ismi yerine “Don Kişot” diye hitap edilmesini ister ve bunu dikkate almayanları da mesajını tertemiz bir şekilde alacakları şekilde şiddetli bir uyarı da bulunur. Macera atılmadan ve iyinin hakkını aramadan önce Don Kişot’un da her gezici şovalye gibi ihtiyacı olan çok önemli bir kişi, bir dost lazımdır. O kişi de köyün çobanı Sanço Panza’dan başkası değildir. Başta deli bir adamla dağ bayır gezmek fikrine sıcak bakmayan Sanço Panza şovalyenin ona bir ada ve o adanın başında valisi olarak onun bulunması dair sözü onu ikna etmeye yetmiştir ve böylece upuzun, dolambaçlı ama bir o kadar da keyifli bir macera serüveni kahramanlarımız için başlar.

Edebiyat Tarihinin Umutsuz Bir Hayat Hikayesinden Doğan İlk Modern ...
Bu kitabı okumaya başlarken içimde sadece okumam gerektiğini hissettiğimden okumaya başlamıştım ve hikayesi hakkında en ufak bir fikrimin olmadığı bu kitap şu an en sevdiğim kitaplar arasında blunumakta ve orada bulunmayı da hak ediyor. Günümüzde beynimizin eriyip kulaklarımızdan çıkıncaya kadar izlediğimiz dizilerden farklı bir tat sunuyor bu kitap ve o tat da özgünlük. Üç yüz sayfa boyunca bu iki insanın birbiriyle geçirdiği birbirinden değişik ve sıra dışı maceraların her biri kendine özgün ve farklı hissettiriyor. Bu kitabın da yüzlerce yıl önce yazılmış olmasına rağmen hala okunabilir olması ve bunu yaparken her elinizden bırakışınızda tatmin olmanızı sağlaması gerçekten göz önünde bulundurabilirlikten çok takdir edilesi ve saygı duyulası bir başarı.
Kısacası Don Kişot’u okuduğum her an bana gerçekten özel hissettirdi ve umarım bir gün okuduğunuzda siz de okurken benim eğlendiğim kadar eğlenirsiniz.

(Visited 81 times, 1 visits today)