Karanlık Taraf

Kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyeye baktı. Kendisine çok benzeyen bir gölgenin orada uyuduğunu gördü. Gölgeler konuşur mu? Peki ya duyar mı? Sakince sanki gölgenin korkacağını düşünerek fısıldadı. ‘’Merhaba!’’ Gölge sanki bir korkuluk görmüş gibi gözlerden kayboldu. Gölge gölgenin gölgesinde saklanır mı? Meğerse saklanabiliyormuş. Şaşırdı, korktu. Kendisinin siyah ve yerde yürüyor olması düşünüldüğünde sakin kalma ihtimali varla yok arasında değil midir? Sakin kalamadı. Sanki bir kal geldi ona. Rengi bembeyaz oldu. Bunu fark eden gölge yavaş yavaş saklandığı gölgenin gölgesinden çıkmaya başladı. Onun selamına karşılık erdi. ‘’ Benden korkma. Sana her şeyi anlatacağım, merak etme!’’ dedi.

Çocuk biraz sakinleşti. En yakınındaki sandalyeye oturdu. Bir bardak su aldı. Yudum yudum içerken hemen önündeki sandalyenin kıpırdadığını gördü. Gölge hareket ettirmişti onu. Gölgelerin varlığını öğrendikten sonra bu o kadar da garip olmayacak ki ‘’Gel otur da konuşalım.’’ dedi gölgeye.  Sanki karşısına bir insanı almış gibi gölgenin sandalyeye oturmasını da bekledi. Heyecan mı yoksa tedirginlik mi yaşadığını çözememişti. Gölge anlatmaya başladı. ‘’ Hani derler ya bu hayatta senden iki tane vardır. Senin aslında bir eşin de vardır diye. Bu doğru. Aslında senin diğer eşin benim. Senin karanlık tarafınım. Biz gölgeler siz uyuyunca sizin peşinizden ayrılıp aslında sizin yaşamak isteyip yaşayamadığınız karanlık tarafınızı yaşarız. Aynı siz gibi konuşur, siz gibi görünürüz. Siz insanlar bizi karanlık olarak görüyorsunuz ama biz gölgeler birbirimizi aynı sizin birbirinizi gördüğünüz gibi görürüz. Sen çok iyi bir insan gibi davranıyorsun; olabildiğince acımasız, vicdansız, kötü tarafını kendinden uzaklaştırmaya çalışıyorsun. Şimdiki zamanda hiçbir insan bu iğrenç taraflarını ortaya çıkarmamaya çalışıyor fakat ileride biz gölgeler insan siz insanlar ise gölge olacaksınız.’’

Hemen araya girdi çocuk. ‘’O ne demek öyle? Biz temizler sadece geceleri mi ortaya çıkacağız yani?’’ Gölge devam etti ‘’ Aynen öyle. Bizim yaptığımız vahşetleri siz gündüzleri gerçek hayatınızda yapmaya başlayacaksınız. Birbirinin parasını çalanlar, öldürenler, her türlü şiddette bulunan, taciz eden… Daha niceleri. Öyle bir dünya hayal et ki neresine gitsen bir kötülükle karşılaşacaksın. Nefes alamayacaksın. Boğulacaksın…’’

Ne kadar saçma bir film bu diye düşündüm. Dünyayı sevgi kurtaracakken neden biz birbirimize zarar verelim. ‘’Hayat kısa kuşlar uçuyor…’’ dememiş miydi Süreya. Niye kısacık hayatta bunlarla uğraşalım…Finansal İstikrar Kurulu'ndan "gölge bankacılık" uyarısı haberi - FinansGündem.com

(Visited 60 times, 1 visits today)