Karanlık Gece

Uzun bir günün ardından eve döndüğümde, evdeki ortamı bozmamak için mumları yakmaya karar verdim. Koltuğa oturmuş dinlenmeye, günün yorgunluğunu atmaya çalışıyordum. Birkaç saat orada öyle oturduktan sonra yorgunluğun daha da bastırdığını fark edince mumları üfleyip odama doğru ilerlemeye başladım.Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Elektrikler kesildi, karanlık bir sessizlik hakim oldu koridora. Sıradan bir talihsizlik olduğunu düşünmüştüm, o yüzden yavaş yavaş ilerleyerek odama atmıştım kendimi.

Başlangıçta, her şey normal görünüyordu, ancak hızla fark ettim ki odanın köşesinde biri, bir şey, bir siluet vardı. Ne olduğunu anlamlandıramamıştım. O siluet, bana doğru yaklaşıyordu. Her şey daha da ilginç bir hal almıştı. Üzerime doğru gelen bir siluetin verdiği gerilimi daha sindirememiş iken dışarıdan gelen araba alarmları kalbimin daha da hızlı çarpmasına sebep olmuştu. Kafamı çeviremiyor, sesimi çıkaramıyordum, tek yapabildiğim odanın kapısına doğru birkaç adım geriye doğru çekilerek korunmaya çalışmaktı. Ancak, tam ben geriye doğru çekilirken, saliseler içinde siluet önümde belirmişti, tam karşımdaydı ve bana doğru uzanarak boğazıma sarıldı. Kendimi savunmak amacıyla karşılık vermeye çalıştım, fakat herhangi bir değişiklik olmuyordu sanki elim bir anda fiziksel niceliklerini kaybetmişti. O an hızlı davranıp yerde duran mumu aldım ve onu fırlatmayı denedim. Siluetin içinden geçip yere düştü. Aniden, mum ateşi etrafı aydınlatmaya başladı ve benimle sıkıca sarılmış olan kişinin yüzünü gördüm, ama bu mümkün değildi… Karşımda duran boğazıma sarılmış siluet kardeşimden başkası değildi. Gerçek miydi yoksa benim hayal gücüm mü oynuyordu? Kardeşim, beni boğmaya çalışırken, onu yüzünden tanımıştım ve sarsıntıya uğramıştım. Kardeşim, kaybolduğunda, herkes onu ölmüş olarak kabul etmişti. Ancak şimdi buradaydı ve benimle savaşıyordu. Kendimden geçmek üzereyken beni bırakmış ve yere yığılmıştı. Korku dolu bir şekilde ona sordum, “Neden bunu yapıyorsun?” Kardeşim, yavaşça başını sallayarak “Burada ölmek zorundaydım.” dedi, ardından siluet bir anda kayboldu.

O gece uyuyamamıştım, ondan sonraki gece de ve ondan sonraki gece de… Olanları anlamlandırmaya çalışıyordum, kardeşim kayıptı hatta ölü kabul ediliyordu, 12 yıldır. Her ne kadar böyle bir olayın bir daha gerçekleşmesini istemesem de, içten içe kardeşimin, artık her neyse, tekrar belirmesini ona soramadığım soruları sormak istiyordum. Fakat böyle bir şey asla yaşanmadı. Her ne kadar böyle bir şey tekrar yaşanmamış olsa da o karanlık gecede yaşananları unutamadım, bununla birlikte, her zaman aklımda kardeşimin hayaleti gezdi. Bu olaydan sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Yıllar geçtikçe, kardeşimin hayaleti hala aklımda kaldı. Hayatımın geri kalanında, onunla ilgili hayaller gördüm ve onu düşünmeden geçirdiğim bir gün bile olmadı. Ama zamanla, olayın beni hapseden bir zincir olmaktan çıktığını fark ettim.

(Visited 46 times, 1 visits today)