Gülümsemek… Gerçekten var olduğumuzu hissettiren, insanın içini ısıtan, belki de minik bir kıvılcımın ateşi yaktığı gibi büyük bir mutluluğu oluşturan, insandan insana bulaşan, bulaştıkça artan ve artması sorun edilmeyen muhtemelen sayılı şeylerden bir tanesi. Gülümsemek insanlar arası güveni, samimiyeti, hoşgörüyü ve daha nicesini arttırır. Kimi daha güçlü hisseder gülümsediğinde, kimi enerjiyle dolup taşar, kimi etrafının mutluluğuna mutluluk katar gülümseyişiyle. Gülümsemenin herkese ilaç gibi geldiği ortada. Faydaları saymakla bitmeyen ve herkeste illa ki güzel bir etki bırakan bir ilacın ta kendisi o.
Gülümsemek onun için zorunluluk haline gelmiş olan ya da gülümsemekten hoşlanmayan bir insan hayal edelim. Ne acı bir durum bu öyle değil mi? Etrafının gülümseyişlerinde onun eseri olan sönmeye başlayan bir parlaklık, kendi içinde mutsuzluğuna mutsuzluk eklemek, etrafının ve kendisinin enerjisini yavaş yavaş düşürmek ve en önemlisi: Bu faydalı ilaçtan yararlanamayıp belki de hasta düşmek. Eğer bu kişi olmak istemiyorsan;
Gülümse bitsin karanlık. Etrafında olup bitenleri, tam ortasına düştüğün o karanlıkları yönetebilecek tek kişi sensin. O zaman gülümse de son ver o uzun kış gecelerini andıran soğuk, karanlık günlere. Gülümse de ulaş o karanlık tünelin aydınlık sonuna. Gülümse ki bir güneş gibi doğsun mutluluğun, gülümseyişinin içindeki benliğin ve güçlü duruşun o kapkaranlık gecelere.
Gülümse karamsarları şaşırt. Gülümsemenden yoksun yüzün, seni de karamsarlığa itmeye çalışan birisi için harika bir motivasyon kaynağıdır. Gülümse ve bu şansı onlara verme. Gülümse ki karamsarlığa inat iyimserliğin efendisi ol. Gülümse ki karamsarlar ordusu iyiliğin efendisine şaşkınlıktan tamamıyla açılmış kocaman gözlerle bakakalsın.
Gülümse güller açsın yüzünde. Bir bahçıvanın özenle baktığı çiçek bahçesine dönüşsün yüzün gülümsemenle. Çocukların o güzel manzaranın verdiği enerjiyle koşup oynamak isteyeceği, yetişkinlerin ise eğilip her birini koklamak isteyeceği güllerin olduğu bir çiçek bahçesi…
Gülümsemenle yayılsın ışık. İçerisinden çıktığın o karanlığı anımsa. İlk gördüğün ışığa, gülümsemenin ışığına sarıldığını hatırla. Çıktığın o şeyin içerisinde arkanda kalanlar da var, onları orada bırakma. Gülümse ve onlara da yolu göster. Gülümse ve onlara doğru yolu gösterdiğine dair güven ver. Onların umudu ol. Onların zifiri karanlık mağaralarında bir ışık kaynağı ol ve yollarını aydınlat. Gülümse ve onların akıllarındaki korkular, soru işaretleri uçup gitsin. Her birine doğru kapıyı göster gülümsemenle.
Dünyayı ısıtamasan da güneş gibi, çevreni ısıt. Herkese yetemezsin gülümsemenle. Tüm dünyayı güzelleştiremesin belki bu küçük hareketinle ama etrafından başlayarak koyul işe. O parlak ışık kaynağı gülümsemen, aynı zamanda ısı versin herkesin kalbine. Onu ilk hissettiğinde içi titresin, tüyleri diken diken olsun herkesin. Tıpkı soğuk ve bulutlu bir günde aniden ortaya çıkan güneşin yaptığı gibi.
Her şey çok basit: Gereken tek şey minik bir gülücük. Hepsi bu.