Karakoldaki Seri Katil

Hayatım boyunca bana “Büyünce ne olmak istiyorsun?” diye sorduklarında ben hep aynı cevabı verdim. Polis olmak istiyordum. Bir bakıma insanları kurtarmak, suçlulara suçlarının bedelini ödetmek istiyordum. Dünya anca bu şekilde daha adaletli bir hal alabilirdi. Babam da polisti bir zamanlar, onun da etkisi vardı üzerimde.

Karakolda işe başladığım ilk haftadan bana çok başarılı olduğum söylenmişti. Arkadaş bile edinmeye başlamıştım. Ama babam her zaman işin önce geldiğini söyler. Ki, çok doğru her zaman işim önce geliyor. Her şey dört dörtlük ilerlerken bir gün karakola çok garip bir adam geldi. Bana doğru yaklaşıp, beni omuzlarımdan tutup “Beni öldürecek, beni öldürecek!” diye sayıklamaya başladı. Bu tür insanlara alışık olduğum söylenemez ama çok da yabancı değildim. Ekip arkadaşım Emir adamı üstümden çekip bir sandalyeye oturttu. Ardından “Beyefendi lütfen ne olduğunu sakince anlatın” dedi. Adam hiç sakinleşmemiş bir şekilde devam etti “Beni öldürecek, eninde sonunda öldürecek!” ben de “Kim beyefendi, kim öldürecek sizi?” diye sordum. O da bir saniye bile beklemeden “Patronum bir deli! Onun için yıllardır çalışıyorum ama hiçbir kötülüğünü görmüşlüğüm yok. Geçen gün arkadaşlarıyla konuşurken kulak misafiri oldum. Diyordu ki ‘Bu kadının cesedini ne yapacağız.’ Ben de yerdeki köpek oyuncağına basınca beni duydular haliyle. Beni kenara çekip şöyle dedi ‘Eğer beni ihbar edersen gözünün yaşına bakmam seni de direkt öldürürüm.’ dedi. Ben de direkt karakola attım kendimi ama beni büyük ihtimalle güvenlik kamerasından görmüşlerdir, yani peşimdeler.” Emir de “Siz buradayken kimse size dokunamaz. Siz burada oturun biz bunu araştıracağız.” dedi. Adam da başını sallamıştı. Emir’in odasına geçip adamın anlatmaya çalıştığı adamı ve adresi bir saat sonra bulabilmiştik. Tam yola çıkacakken daha önce gelen adamın onu bıraktığımız yerde olmadığını gördük. Karakoldaki herkese sormuştuk ama kimse adamı görmemişti. Tam kapıdan çıkacakken sandalyenin ayağında bir not olduğunu gördüm. Notta “Adamımı geri aldım, eğer onu canlı istiyorsanız tek kişi bu adrese gelsin. Ve sakın ekipleri ve silah getirmeyi aklınızdan geçirmeyin. Tekrar ediyorum TEK KİŞİ.” yazıyordu ve altında da bir adres. Emir her ne kadar beni gitmemi istemese de ben ona ısrar edince sonunda kabul etmişti. Tek başıma yola koyulup adresi bulmuştum. İçeri temkinli bir şekilde girip sessizce patronu bulmaya çalışıyordum. Tam o sırada ayağım bir taşa takılmıştı. Düşmenin etkisiyle üstünde “Girilmez!” yazan kapıyı ardına kadar açmış bulundum.

Ama kapı açıldığında her şey için çok geçti. Mağdur adamın ölü bedeni yerde öylece duruyordu. Üstelik sadece o adam da değil daha birçok kişinin yerde ölü bedenleri duruyordu. Bir seri katilin peşindeydik.

(Visited 130 times, 1 visits today)