Akıl,hayvanla insan arasındaki tek çizgi olarak ortaya çıkmaktadır.Bu da onu önemli bir hale getirerek insanların çizginin karşısına daha yakın olanlara bakış açısında farklılıklar oluşturmaktadır.Zeka testleri ise insanların aklının sınırlarını test etmekten çok kişinin egosunun sınırlarını belirlemektedir.Bu testlerin doğruluğu kesin olmamakla birlikte çocuklardaki etkileri akran zorbalığından ruhsal sorunlara kadar uzamaktadır.Bu testler içi siyah,dışı beyaz bir tilkiye benzer.Dıştan yararlı gibi gözükürken içlerine indiğimizde karanlıktan başka bir ton olmayan para kapanlarına dönüşürler.
Çocuklarda uygulanan zeka testleri,küçüklük travması olarak bile adlandırılabilir.Ve yetişkin olana kadar bu travmayla yaşarlar.Travma dememin sebebi ise bazılarının yaratılıştan kaynaklı olarak zeka düzeyinin diğerlerine göre az olmasını diğer çocukların acımasızlıkla yüzüne çarpması sonucu oluşan dışlanma sürecinde aldıkları ruhsal darbelerden kaynaklıdır.Ancak bunu suç gibi onların üzerine yıkıp onları bunun altında ezmeye çalışmak, onlarla ilgili gerçeği değiştirmeyeceği gibi akran zorbalığına dönüşen hareketler çocuklardaki sarsıntının temel nedeni olarak ortaya çıkmaktadır.
Bazen sadece akranların bakış açısında değişiklik yaratmayla kalmayıp ebeveynlerinin perspektifinde de değişikliklere neden olmaktadır.Çünkü çocuğunun zeka açısından diğerlerinden alt bir düzeyde olduğunu gören ebeveynde kabullenmeme isteğini oluşturabiliyor.Farklı testlere götürerek öyle olmadığını kanıtlayacak küçük bir kağıt bulma umuduyla kendini paralıyor ve en son aşamada kabulleniyor.Ancak herkesin çocuğu kendi gözünde akıllıdır ve bu da kabullenme sürecini uzatarak kişinin beyniyle kalbi arasında bir ruhsal anlaşmazlık oluşturuyor ki bu da çocuğun önünde ilerleyen bir süreç olduğundan çocukta da ağır etkiler oluşturabiliyor .
Bu testlerin yanında durmakta ısrarcı olanlarsa testlerin çocukların sınıflandırılması yerine zeka düzeyi yüksek ya da az olan çocuklara yardım ve geliştirme amaçlı uygulandığını belirtiyor.Böylece zeka açısından sorunlara sahip çocuklar topluma kazandırılırken kıvrak zekalı olanlarıysa ülkenin gelişimde önemli bir rol oynayacakmış.Ancak bu beklentiler ters tepmektedir.Zekası yüksek olan çocukların şımartılması ve az olanlarına da eskiden elmas gibi davranılırken şimdi küçücük bir kum tanesine dönmüş benzeri bir tavır sergilenmesi,her iki grubu da pozitif olmayan bir yönde etkileyerek toplumu ikiye bölmüş oluyor.
Zeka testlerinin doğruluğu tam anlamıyla kesin değildir.Bundan kaynaklı aslında normal olan bir çocuğa feraset seviyesinin ortalamanın altında olduğunu söylemek ve bunu bir kağıt parçasıyla hayatının sonuna kadar kendisiyle taşımak,çocuğu da buna inandırarak gerçek zeka kapasitesinde alçalmalara sebep olabiliyor.Yanlış testler,bir ömür boyunca gereksiz üzüntülere ve acılara sebep oluyor.
Doğruluğundan şüphe ettiğiniz bir testin sizde veya çocuğunuzda oluşturabileceği sorunları kabulleniyorsanız ve çocuğunuzun bir ömür boyu sürecek hayatındaki on dakikanın kaderine yön vermesini istiyorsanız bile bu testi yaptırırken iki kere düşünmeyi unutmayın.