Mariana Çukurunun denizlerin en derin yeri olmadığını, deniz tabanının aslında bir gaz bulutundan oluştuğunu ve deniz yaşamının daha derinlerde de devam ettiğini düşünüyordum. Bu keşif için bir denizaltı inşa etmiştim. Japonya’dan hareket eden gemimizin yönünü Mariana Çukuruna çevirdim. Ertesi gün hava dalmak için çok uygundu. Mürettebatım ile birlikte denizaltını dalış için hazırlamaya başladık ve nihayet dalış başladı. Hızla ilerliyorduk ve derine gittikçe artık güneş ışığı yerini karanlığa bırakmıştı. Suyun derinliklerine indikçe çok farklı deniz canlıları ile karşılaşıyorduk. Ancak benim gözüm Megalodon köpek balığı arıyordu. Daha sonra fark ettik ki, deniz tabanına yaklaşmışız. Ancak tam da düşündüğüm gibi deniz tabanı zannettiğimiz aslında bir gaz bulutuydu. Gaz bulutundan geçtik ve olağanüstü bir manzara ile karşılaştık. Birbirinden güzel fosforlu ve parlak deniz canlıları vardı. Bu yeni keşfimiz sonucunda Mariana Çukurunun aslında denizlerin en derin yeri olmadığını ortaya çıkarmış olduk. Eve dönünce de bu keşfimizi anlatan çok maceralı bir belgesel filmi hazırlayarak insanların bilgilenmesini sağladık. Özellikle çocukların çok ilgisini çekti.