“Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar.”
Bilim ve sanat gelişim olgularıdır. Bilimin soğuk verilerini hafifleten bir olgu olarak sanat vardır. Bilim de bir çeşit sanattır. Bilim doğayı anlamaya çalışmaktır, sanat ise doğadan ilham almak. Bilim olmadan doğa anlaşılamaz. Bilim gerçekleri gösterir, sanat ise bilim tarafından aydınlanan bu gerçeklere uyduğu ve kabul ettiği sürece, gerçekleri ilgi çekici ve farklı şekillerde ifade eder.
Bilim ve sanatı bir toplumun olmazsa olmaz iki temel taşı olarak düşünebiliriz. Sanatsız ya da bilimsiz bir toplum boşluğu doldurulamayan bir şeyin yokluğuna benzer. Bir toplum sanat ya da bilim alanında yoksunu ise o toplum, toplum olamamış demektir. Kısacası sanat bir toplumun kalbiyse bilim o toplumun beynidir. Ne sanat olmadan bilim bir toplumu ayakta tutabilir ne de bilim olmadan sanat yeter topluma. İkisi ne kadar birbirinden ayrı olgular olsa da bir vücudun parçalarıdır. Biri olmadı mı o toplumda bir şeyler eksik demektir. Bir kuş tek kanadı olmadan uçabilir mi?
Bilim ve sanat doğanın üzerine kurulu olduğu şeylerdir. Karıştırılmaması gereken kavramlardır çünkü ikisinden herhangi biri olmazsa hayat fazlasıyla sıkıcı bir yere dönüşür. Bilim, öğrendikçe beynimizi, sanat ise ruhumuzu güzelleştiren ve geliştiren şeylerdir. Bilim hayatı kolaylaştırmak için vardır, sanatsa güzelleştirmek için. Doğanın kendi ritmi ve işaretleri vardır. Bazı insanlar bu işaretlere, olgulara bakmaya ve onları kaydetmeye başlamışlardır yıllarca önce. Bilim gözünü kapatmıyor, tam tersi kafasını pencereden çıkarıp dışarıya bakıyor.
Bazı ülkeler vardır ki bu iki kanadı da kullanabilirler. Bilimde ve sanatta dünya genelinde hayranlık uyandıran şeyler yapan, bilimsel araştırmaya dayalı teknolojik aletler geliştiren, bilim ve sanatta ilerleyen toplumlar özgür olur. Fakat bunları yapamayan ve bilim ve sanata değer katamayan toplumlar, diğer toplumların dayattığı şeyleri, haklı ya da haksız, kabul etmek zorunda kalır ve adım atamaz, diğer toplumlar gibi özgür olamaz. Çünkü karşıdaki toplum bu açıdan gelişmiştir, güçlüdür ve oyun kurucudur. Bilim ve sanatın gelişmediği toplumlar bu açıdan geride kalır. “Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder.”
Sanattan yoksun bir toplum kaba olmaya, kötülüklerin ortaya çıkmasına mahkumdur. Böyle bir toplumda insanlar ruhlarını ferahlatacak, kendilerini geliştirecek uğraşlar geliştiremez. Bilimden yoksun bir toplumda aydın, ilerici düşünceler olmadığından bu yerde batıl inançlar, hurafele, asılsız iddialar çok fazla karşımıza çıkar. Bu da bilgiyi her kafadan bir ses çıkarak, kişilerin kendi çıkarlarına göre yürütülmesini getirir.