Çok sevdiğim arkadaşlarımla ailelerimizin ayarladığı çocuk kampına gittim. Ateş yakmak için her bir arkadaşıma bir görev verdik. Bir arkadaşım çadır kurma işini aldı. Diğeri taş toplama, öbürü çadır düzeltme ve bende odun toplama işini aldım. Ateş yakmak için odunu ağaçların dallarından ve yerden almam gerekiyordu. Bu yüzden çocuklar için uygun olan küçük baltayı da yanıma aldım ve yürümeye başladı. Odun toplarken çok uzaklaştığımı anlamamıştım. Bayağı uzağa gitmiştim. Arkama döndüm baktım ve kaybolduğumu anladım. Yolumu bulmaya çalıştım. Sonra kocaman bir baba ayı ve bir yavru ayı ile karşılaştım. Önce korktum, fakat sonra şaşırdım. Ayı benle benim dilimde konuşmaya başladı. ”Biz kovandan bal almaya gidiyoruz. Sende bizimle gelmek ister misin?” diye baba ayı sordu. Bende teşekkür ettim ve kampın yolunu bulmaya çalıştığımı söyleyip, yoluma devam ettim. Yürürken kafama meşe palamudu düştü. Kafam çok acıdı. Kafayı bir kaldırdım ki ne göreyim. Bir sincap ve benden özür diliyor. Yine şaşırmıştım ve yine ormanda bir hayvan benle konuşuyordu. Sincap, Meşe palamudu yer misin? dedi. Bende ” Benim dişlerim o kadar sert değil, teşekkür ederim.” dedim. Yoluma devam ettim. Önümden zıplayarak, bembeyaz, kar gibi bir hayvan geçti. Sonra pat diye karşıma geçip, durdu. 2 kez ”Bana havuç ver.” dedi. Ne kadar ilginç bir orman dedim içimden. Tavşan bana ”Eğer 2 havuç verirsen, sana kampın yolunu gösteririm.” dedi. Ama bende havuç yerine bir sürü odun ve cebimden hiç eksik etmediğim 1 tane muzum vardı. ”Muz olur mu?” dedim. Tavşan hemen kabul etti. Sonra tavşan yolu tarif etmeye başladı. Geriye dönüp, uzun bir yol gittikten sonra mavi ağaca gelecekmişim ve sonra sağa dönüp devam edersem kampa varacakmışım. Bende geriye dönüp yürümeye başladım. Mavi ağaca kadar yürümek beni yormuştu ve bende dinlenmek istedim. Hemen ağacın dibine oturuverdim. Oturduğum yer çok rahattı, yorgunluktan herhalde öyle sandım diye düşünürken, oturduğum yer hareket etmeye başladı. Bir anda yerimden kalktım ve bir baktım bir aslan var. Aslan ” Niye üstüme oturdun? Canımı çok acıttın. Lütfen bir daha oturduğun yere bak.” dedi. Bende ” Çok yorulmuştum, özür dilerim.” dedim. Aslan’ a ”Beni kamp alanına kadar götürür müsün?” diye sordum. Aslanın üzerine oturdum ve kamp alanına kadar böyle gittik. Kamp alanına vardığımız da aslan kükredi. Herkes sesin olduğu yere koştu. Bizim olduğumuz yere geldiklerinde ise önce şaşkın şaşkın baktılar. Sonra herkes çığlık atarak çadırlarına kaçtı. Ben ise aslandan indim. Ona ”Teşekkür ettim ve güle güle” dedim. Arkadaşlarımın olduğu çadıra geldim. Çok korkmuşlardı. Arkadaşlarıma ormanda kaybolduğumu söyledim. Daha sonra tek tek yaşadığım heyecanlı maceramı anlatmaya başladım. Ben ormanda neler olduğunu anlattıkça arkadaşlarımın korkuları geçmeye, eğlenmeye başladık. Müthiş bir maceraydı. Ama bu macera beni çok yormuştu. Artık dinlenme vaktiydi. Artık uyumalıydım. Bakalım beni kampta daha ne maceralar bekliyordu.
Kamptaki Odun Toplama Maceram
(Visited 3 times, 1 visits today)