Klâsik bir gündü ve çocukluk arkadaşlarım olan Ateş, Artun ve Boran ile kamp planı yapmıştım. Normal bir şekilde kampı kurduk ve yerleştik, çadırı kurmak çok zor olmuştu. Ben odun toplamak için yola çıkacaktım fakat ondan önce arkadaşlarımla bir bardak kola içtim ve cips yedim. Dinlendim, sohbet ettim ve montumu giyip yola çıktım. Yanıma birini daha istemiştim fakat yapılacak çok fazla iş olduğu için herkes farklı yere dağıldı. Yavaştan bir yağmur başladı aslında çok şiddetli olmayan bir yağmurdu bu. Çok sıkılmıştım artık yeteri kadar toplamama rağmen ateş sönmesin diye daha çok odun ve dal toplamaya başladım. Tam geri döneceğim derken bir baktım ki yolu kaybetmişim. Ben o arkadaşlarıma neden 2 kişi gitmedik diye sinirlenirken bir yandan yolu bulmaya çalışıyordum. Çaresizdim, yolu 1.5 saat bulamadım. Telefon desem o da çekmiyordu. Her şey kötü giderken üzerine bir kurt ve tam karşı tarafında bir köpek sürüsü vardı. Ben de üstüme gelince sakin kaldım fakat çok yaklaşınca hızlıca koşmaya başladım. Çok sıkılmıştım bu durumdan ve artık kurtulmak istedim. Uzaktan bir ses geldi ve dedim ki bu kesin Artun. Dediğim anda siyah giyinmiş bir adam ve muhtemelen 190 cm kadar uzun. Belinden bir tabanca çıkardı ben sakin kalıp ellerimi havaya kaldırdım. Çok mutluydum çünkü arkadan sessizce Boran yaklaşıyordu ve adamın çok yakınındaydı. Elinde bir taş vardı ve adamın kafasına geçirdi. Kurtuldum oradan ve aileme, arkadaşlarıma kavuştum. Benim için inanılmaz bir anı oldu bu.
Kampta Tek Başına
(Visited 9 times, 1 visits today)