Arkadaşlarımla beraber kampa gitmek için cumartesi gününü belirlemiştik. Sabah saat 8’de bizim evin önünde toplandık ve araba ile kamp yapacağımız alana gittik. Ailelerimiz bizi kamp alanına bıraktıktan sonra kamp alanından ayrıldılar. İlk olarak etrafı keşfettik ve hem su kaynağına yakın hem de çadır kurabileceğimiz bir düzlüğe yerleşmeye karar verdik. Ardından görev dağılımı yaptık ve bana odun toplama görevi verildi. Odun toplama görevine çıkmadan önce yanıma 1 pet şişe su aldım ve yola koyuldum. Odun toplarken sincap sesleri duydum ve etrafıma baktım. İki tane sincap birbiri ile şakalaşıyordu, onları daha yakından görmek için onlara doğru yavaşça ilerledim ve beni görüp benden kaçtılar. Ben de onları yakalamak için daha da hızlı koştum ancak bir süre sonra gözden kayboldular. Etrafıma bakındım ancak nerden geldiğimi unutmuştum ve kaybolmuştum.
Stres oldum ve korkamaya başlamıştım çünkü daha önce hiç ormanda yalnız başıma kalmamıştım. 4 saat boyunca kampımızı aradım fakat hiç kimse ve hiçbir çadır göremedim. Güneşin batmasına az kalmıştı ve çok susamıştım hemen pet şişeyi alıp kafama diktim ancak su bitince fark ettim ki bu benim son suyumdu. Etrafta hemen su kaynağı ve gece için saklanabileceğim bir alan aramaya başladım. Bir gölet bulmuştum ancak durgun sudan su içmenin zehirli ve öldürücü olabileceğini biliyordum. Biraz daha etrafımı aradım ve artık etraf kapkaranlık olmaya başlıyordu. En sonunda birkaç büyük taş buldum. Bu taşları yan yana dizip kendime bir yatak yapmaya çalıştım. Ancak vahşi hayvanların beni görmemesi için üzerimi kaplamam gerekiyordu. Bunun için de birçok ağaç yaprağı ve dalı topladım. Çok susamış ve acıkmıştım ancak yapılabilecek bir şey yoktu. Yatağa yattım ve üstümü dal, yaprak ile kapayıp uykuya daldım. Sabah kalktığımda susuzluktan ölecektim. Onun için hemen su kaynağı aramaya başladım. 2 saat boyunca yürükten sonra sanki daha önce geldiğim bir yere gelmiş gibi hissettim. Evet daha önce buradan geçmiştim burası sincapları gördüğüm yerdi. Hemen yolu takip ettim ve çadır buldum. Çadırın yanına yaklaştım ve içeri baktım içerde kimse yoktu ancak yemek ve su vardı. Hemen suyu içtim ve yemeği yedim ve çadırdan çıkıp arkadaşlarıma bağırdım. Ses gelmedi dışarıda beklemeye devam ettim. En sonunda arkadaşlarım geldi ve onları çok özlemiştim. Onlara sarıldım, hep beraber oturup son olaylar hakkında ve geceyi nasıl geçirdiğim hakkında konuşmaya başladık.