Kamp Gecesi

Okul etkinliğimiz olan kamp gezisi nihayet başlamıştı. Kamp yapacağımız alana gidip yerleştik. Çadırlarımızı kurduk. Gece yabani hayvanları uzak tutmak için ateş yakacağımızı söyledi öğretmenimiz. Hepimize görevler verdi. Benim görevim ateş yakmak için dal toplamaktı. Ormanın içinde ilerlemeye başladım. Gördüğüm dalları odunları topluyordum. Biriken dalları bir araya getirip dönüşte yolumu bulmak için belirli yerlere bıraktım. Arkadaşlarımın seslerini artık duyamıyordum. Biraz korkmaya başladım. Sonra arkama baktığımda kimseyi ve kamp alanını göremedim. Acaba topladığım dalları bir başkası almış olabilir miydi? Hemen geriye döndüm fakat yine bulamadım. Çünkü iki tane yol vardı ve ben hangi yoldan geldiğimi hatırlamıyordum. Kaybolduğumu anladım ve çok panikledim. Seslendim, bağırdım hiç kimse beni duymadı. Etrafta gördüğüm dalları toplamaya başladım. Bir ağacın altında oturup sırt çantamdan çakmağı çıkartıp ateş yaktım. Uyku tulumumu da çıkartıp hazırladım. Hava iyice kararmıştı. Islık çalarak arkadaşlarımın beni bulmalarını bekledim. Beklerken uyuyakalmışım. Birden etraftan sesler duymaya başladım ve hemen uyandım. Hemen el fenerimi alıp etrafa bakmaya başladım. Bir de ne göreyim bu gelenler benim arkadaşlarımdı. Çok mutlu oldum. Öğretmenim iyi ki bu ateşi yakmışsın değilse seni bulamazdık dedi. Eşyalarımı birlikte toplayıp hemen kamp alanımıza döndük. Öğretmenimiz bir daha tek başımıza gitmememiz gerektiğini söyledi. Bu bana ders olmuştu. Tıpkı atasözümüzde söylediği gibi  bir  elin nesi var iki elin sesi vardı ve birlikten kuvvet doğardı.