Kamp

Kamp arkadaşlarımla birlikte doğanın kucağında, şehrin karmaşasından uzakta, huzurlu bir hafta sonu geçirmek için ormana gitmiştik. Herkesin bir görevi vardı ve bana da odun toplama görevi düşmüştü. Odunları topladıktan sonra geri dönmeye çalışırken yolumu kaybettim. Başlangıçta panikledim. Ormanda kaybolmak, karanlık çökmeden önce geri dönemediğim takdirde geceyi ormanda geçirmem gerekeceği anlamına geliyordu. Ancak korku yerini kararlılığa bıraktı. Etrafıma bakındım, yaklaşık olarak nerede olduğumu tahmin etmeye çalıştım ve kamp alanına doğru bir yol çizmeye karar verdim. Yavaş yavaş ilerlerken, doğanın sesleri etrafımı sarmaya başladı. Kuşların ötüşleri, rüzgarın hışırtısı ve uzakta ağaçların arasından süzülen güneşin son ışıklarıyla birlikte, ormanın derinliklerindeki sessizlik ve huzur beni sardı. Bu sessizlik, içimdeki endişeyi yatıştırdı ve adımlarım daha kararlı hâle geldi. Akşam yaklaşırken, kendime bir sığınak yapmam gerektiğini fark ettim. Yakınlardaki bir ağacın altına kurduğum basit bir barınakta geceyi geçirmeye karar verdim. Etrafımdan topladığım yapraklarla kendime bir yatak hazırladım ve kamp ateşinden alınmış birkaç odunu yakarak sıcak bir ateşin başına oturdum. Gece boyunca, yıldızlarla kaplı gökyüzünü izleyerek ve ormanın sessizliğini dinleyerek zaman geçirdim. Belki de hayatımın en huzurlu geceyi geçiriyordum. Sabah olduğunda, kamp alanını bulmak için tekrar yola koyuldum ve kısa bir süre sonra diğerleriyle buluştum. Kaybolduğum gece, aslında kendimle baş başa kaldığım, doğanın gücünü ve insanın doğaya olan bağını derinlemesine hissettiğim bir deneyim oldu. Ormanda geçirdiğim o gece, bana hayatın basit ve doğal güzelliklerini hatırlattı ve aslında korkularımızı aşabileceğimizi gösterdi.

(Visited 3 times, 1 visits today)