Kalıbına Göre Hüküm

Toplum…

Bizim de bir parçası olduğumuz bu toplum belirli katmanlara ayrılmaktadır ve bunu kimse reddedemez. Zengin, fakir, güçlü, güçsüz, işçi, patron, bun saydıklarımın hepsinin toplumda onlara özel bir yeri var. Ve tabii hepimiz de aynı kurallara tâbi tutuluyoruz ve buna eşitlik deyip gurur duyuyoruz. Lakin anlamamız gereken şey bize lazım olanın eşitlik değil de adalet olması. bütün bu kimselerin eşit olması önemli değil asıl önemli olan adaletli şekilde haklarımızın bulunması ve aynı şartlar altında adaletli bir şekilde cezalandırılmamız. İşte burada araya insanlar arasındaki gelir gider farkları devreye giriyor. Bir kimse eşit gelir gider durumları bulunmayan bir kimse ile eşit bir ceza alırsa bu durum eşitlik kavramının ne kadar saçma bir şey olduğunu açıklar.

Cezalandırma adaleti adı altında düşük gelir düzeyli insanlar daha da fakirleşiyor yüksek gelir düzeyine sahip kimseler ise daha da zenginleşiyorlar. İnsanlar da tabi bunlara seslerini yükseltemiyor neden mi çünkü günümüzde parası olan kişi güçlü kişidir bu sebepten ötürü yavaş yavaş sesimi diniyor ve durum karşısında başımızı eğerek ölümü bekliyoruz. Ufak bir ceza deyip geçmemek gerek kimisine göre bu sayılar ga

yet de uçuk sayılar ve 1 günde neredeyse a6 aylık kazancını devretmek zorunda kalıyor insanları böyle yaparak hayata küstürmeye ne gerek var üstelik bazı cezaları çiğneyen zengin kesim ise çiğnemeye devam ediyor sebebi ise ödediği miktarın onlara düşük olması. Yeterince yüksek bir meblağı ödemiş olsalar bu tarz eylemleri tekrarlamayı durdururlar bundan da ne kadar haklı olduğumu görebiliriz. İnsanlara ödemesin gereken paradan fazlasını ödetmenin ne kadar mantıksız olduğunu söylediğim gibi azını ödetmenin de saçmalık olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurmak lazım. Eğer kişi yeterli bir ceza parası ödemezsen ne olursa olsun bun eylemin tekrar etme ihtimali hiç de azımsanamaz. Yani eğer bir cezalandırma yapılacak ise tam yapılmalı, ne eksik, ne de fazla tam dozunda olmalı. Yoksa adaletin adını bile azımıza almaya yetecek onurumuz kalmaz. Günümüzde bu tarz ince detaylar bile ekonomiyi yıkıma götürebilir nasıl mı. Basit mesela cezanın az olduğunu düşünürsek. hem yapılan eylemlerden dolayı alınan hasar yüksek olur hem de tekrardan daha defalarca ve defalarca tekrar edilir. Veya cezanın yüksek miktarda para talep edildiği durularda o zaman da halk fakirleşir ve küçük işletmeler b

atar. Çünkü halkın zevk veya fazladan malzemeler ayıracak bütçesi kalmaz  halk ne marketten tatlı alır ne de eğlence merkezlerine uğrar. Böylelikle de işsizlik de artar ve ekonomik olarak çok kritik bir noktaya geliriz.

İşte bu yüzden cezalandırmada eşitliğe değil adalete bakmalıyız yoksa kendi kendimize kendi kuyumuzu kazmış oluruz. Her şey olması gerektiği gibi olmalıdır ve zamanla da her şe yolması gerektiği gibi olacaktır

(Visited 20 times, 1 visits today)