Çocukluğumuzdan hatta bebekliğimizden bu yana bize takılan ve asla değişmeyen isimler vardır ve bu takma isimleri benliğimize öyle bir aşılarlar ki insanın kendi kendini unutası gelir bazen. Peki ya neden?
Öncelikle kalıplaşmış bir söz olsa bile her ebeveynin çocukları onlara göre en kıymetlileridir. Aa bak aynı babası veya aynı annesi sözleri bize çok da uzak gelmiyor ha? Neredeyse kesintisiz hergün duyduğumuz rutin cümleler bunlar. Tip veya dış görünüş olarak insanların benzetmelerine bir süre sonra alışıyor insan hatta çok da umurunuzda olmuyor çünkü zaten genetiklerimiz aynı fakat aynı şeyleri davranışlarımız için söylediklerinde insanın ister istemez sinirlenesi geliyor içten içe. Çünkü herkesin kişiliği farklıdır. Herkesi kendi yapan özellikleri kişilikleri vardır. Herkes eşsizdir. Kimse anne veya babasına göre yargılanmamalı çünkü onlar hayatlarını bir kere yaşadılar zaten bırakalım da çocukları da yaşasın, onlar da yanılsın, öğrensin. Annesi çok terbiyesiz bir çocuk düşünelim mesela. İnsanlar o kişinin annesini sevmedikleri için çocuğa da mantıken ön yargılı olacaktırlar. Çocuğun tek bir yanlışını görseler bile hemen annesine bağlayacaklardır. Annesi kılıklı vs. gibi sözler.
Her insanın kendi kişiliği kendi dünyası kendi yaşamı vardır ve kimse bunun aksini savunamaz. İnsanlar ebeveynlerinin onlara yansıttığı hayatları yaşamamalı aksine buna rağmen hayata daha sıkı bağlanmalı, insanlara yanıldıklarını göstermelilerdir. Kimse onlara zorla dikte edilen hayatı yaşamamalı herkes kendi kalemini alıp yolunu çizmeye başlamalı.