Bir zamanlar, bir kahve çekirdeği varmış. Bu kahve çekirdeği, diğerlerine göre biraz daha farklıymış. Kendisini sürekli olarak geliştirmek isteyen bir yapısı varmış.
Günlerden bir gün, bahçedeki ağaçların altında diğer kahve çekirdekleriyle sohbet ederken, bir tavşan gelip onlara katılmış. Tavşan, kahve çekirdeklerine “Sizlerin hepiniz ne kadar basitsiniz. Ben her şeyi bilen bir tavşanım. Benim güçlü bir zekam var ve en iyi hayvan benim” demiş.
Kahve çekirdekleri, tavşanın kendilerine yaptığı bu kötü davranış karşısında üzülmüşler. Ancak bu durumdan en çok etkilenen kahve çekirdeği kendisiymiş. Çünkü tavşanın sözlerinden etkilenmiş ve daha iyi olmak için çalışmaya karar vermiş.
O günden sonra, her zaman en iyi şekilde yetişmek için güneşin altında büyümeye başlamış. Günler, aylar geçtikçe kahve çekirdeği daha güçlü ve büyük hale gelmiş. Kendisini geliştirdikçe, tavşanın ona söylediği kötü sözlerin üzerine çıkacak ve herkesin saygısını kazanacaktı.
Bir gün, bahçedeki insanlar gelip kahve çekirdeklerini toplamaya başladılar. Kahve çekirdekleri, insanların ellerine düşmeden önce son bir kez tavşanın önünden geçtiler. Bu sırada kahve çekirdeklerine baktı ve “Ben bir kahve çekirdeğiyim… Bir de bakmışsın ki, herkesin saygısını kazanmış biri oldum” dedi. Tavşan ise şaşkınlıkla bakakaldı ve kahve çekirdeğine saygıyla bakmaya başladı.
Artık herkes, kahve çekirdeğinin ne kadar güçlü bir karaktere sahip olduğunu biliyor ve ona saygı duyuyordu. Kahve çekirdeği, tavşanın kendisine söylediği kötü sözlerin üzerine çıkarak, hayatını en iyi şekilde yaşamayı başarmıştı.