Ali, küçük bir kasabada yaşıyordu. Herkesten çok korkardı, bu yüzden hiç arkadaşı yoktu. Ali’nin tek arkadaşları kitaplarıydı. Pek çok kitap okur ve hikayelerdeki kahramanın kendisi olduğunu hayal ederdi.
Her gün kütüphaneye gidip yeni bir kitap alır, bütün akşam onu okurdu. Bir sabah, odasında ufak tefek tıkırtılar duydu. Gözlerini birazcık araladı ve masasının üzerinde duran kitaptan ışık çıktığını gördü. Kalktı ve kitabın sayfalarını açtı. O anda, sanki eski kitap canlandı ve karşısında okuduğu kitabın süper kahramanı duruyordu!
İlk başta tedirgin olup korksa da Ali, sonra konuşmaya başladı. Kahraman Leo, Ali’nin yeni arkadaşlar edinmesine yardımcı olmak için gelmişti. Neden geldiğini Ali’ye anlattı ve hemen planlar yapmaya başladılar. Yeni arkadaşlar edinmek için bir parti düzenlemeye karar verdiler ve herkese davetiye götürdüler.
Parti günü, bütün çocuklar Ali’nin partisine geldi. Hep birlikte çok eğlendiler, en çok da Ali ve Leo. Daha sonra sinemaya ve lunaparka gittiler; yine çok eğlendiler. Artık Ali’nin birçok arkadaşı olmuştu.
Fakat Leo’nun gitme vakti gelmişti. Ali, Leo’yu çok sevdiği için gitmesini hiç istemiyordu. Ama Leo’nun görevi bitmişti ve kitabın içine geri dönmeliydi. Gitmeden önce Ali’ye şöyle dedi:
“Kitap okumaya devam et. Biz her zaman senin yanındayız ve hep arkadaşın olacağız.”
Leo, bu sözleri söyledikten sonra kitabın içine geri döndü. Ali, o günden sonra kitap okumayı daha çok sevdi ve hayatında her zaman kitapların ona bir kapı açacağını bildi.