Kahraman Kamil’in İbretlik Hikayesi

Kahramanımız Kamil,

185 cm boyunda, 80 kg bir kardeşimizdir. Siyah saçlı, siyah saçlı olduğu kadar da mavi gözlü bir gençtir. Genellikle mavi kıyafetler giyinen Kamil, kırmız şapkasını da giymeyi asla ihmal etmez. Çok nazik ve sevecen biridir. Gülmeyi asla ihmal etmez ve hayat ona kötü davransa bile her zaman pozitif olmaya çalışır. Aynı zamanda çok iştahlıdır. Ve son olarak maymun iştahlı olduğunu söylemem lazım. Bu ilerde anlam kazanacak.

Artık maceramıza geçebiliriz…

Bu macera bizlerden çok uzak bir krallıkta geçmektedir… Togrig Krallığı’nda…

Sıradan bir gündü, her şey olması gerektiği gibi başlamıştı. Martılar gökte uçuyor güneş doğuyor ve kahramanımız Kamil yeni yeni uyanıyordu. Kamil her sabah güneş doğarken uyanır ve hemen yatağının yanındaki aynadan kendine, suratına bakardı. Bu davranışın nedeni çocukluğunda dayanıyor. Kamil çocukken bir sabah uyandığında suratını bir fare kemiriyormuş, bu yüzden her sabah uyandığında korkuyla yanı başındaki aynaya bakar.

 

Yataktan çıktıktan sonra hemen gün için hazırlanmaya başlar… yüzü evinin yanındaki çeşmeden yıkar, kıyafetlerini değiştirir ve hemen evinin yakınındaki handan kahvaltı yapar. Oradaki hancıyla pek bir samimidir. Hancı Osman bu hanın sahibi ve onun can dostudur.

Kahvaltısını yaptıktan sonra Kamil hiç vakit kaybetmeden  krallığın çeşmesine gidip dilek tutar.Kamil her sabah aynı dileği tutar, güç, para ve şöhret. Kamil bu dileklerin elbet bir gün gerçek olacağına inanır.

Kamil genel anlamda zekidir fakat bu davranışına herkes şaşırır çünkü o devirde “dilek kuyusu” fikrine artık inanan fazla kişi kalmamıştır.

Kuyu ziyaretinden sonra Kahramanımız Kamil, krallığın meydanına giderek dükkanları gezmeye başlar. Dükkanları gezerken gizemli bir yabancı ona yaklaşır ve Kamil’i köşeye çeker. Sonra ona bir parşömen uzatır. Parşömenin üzerinde bir harita vardır, ama Kamil bu haritadaki yeri hayatında daha önce ne görmüş, ne de duymuştur. Parşömenin üzerinde “Amerika” diye bir ülkenin haritası vardır. Kamil hiçbir soru soramadan gizemli yabancı şu sözleri söyler:

-Sonumuz yakın ve sen bizi bu musibetten kurtarmak için yüce konseyimiz taraşından seçildin. Bu haritadaki kara parçasını bulup oradaki tapınağa gitmen gerekli. Bu karar senin değildir. Beyaz Tanrı’nın Işığı Seninle olsun… Der ve bir daha görülmemek üzere ortalıktan kaybolur…

 

~Kamil bu olanlar karşısında ne yapacağını bilemez ve akıl danışmak için Yüce Bilge Fagot ’u ziyarete gider.~

Yüce Bilge Fagot krallığın dışında ormanda, büyük bir kavak ağacının yanında küçük bir kulübede yaşar. Kahraman Kamil ormanın içindeki kulübeyi bulur ve kapıyı çalar…

 

Kapıyı açan kişi Bilge Fagot ’un ta kendisidir. Fagot :

-Hoş geldin Kahraman Kamil, içeri gel der ve kapıdan çekilir.

Hemen Kamil’e çay Kırmız çiçek çayı ikram eder. Ve Kamil’e neden burada olduğunu sorar. Sonra da Kamil söze girer:

-Yüce Bilge Fagot, bu gün öğle saatlerinde gizemli bir yabancı bana bir harita verdi, bu harita neyin nesi bana söyler misin? Eğer bu haritayı takip edersem başıma neler gelecek işte bu soruların cevabını almak için buradayım. Der

Bilge fagot haritayı eline alır, bakar ve koklar sonra birkaç büyülü sözcük söyler… birkaç saniye sonra ağzından şu sözler damlar:

-Sen eğer ki bu haritayı takip edersen, başına çok kötü şeyler gelecek… maymun iştahın seni yerlerde süründürecek. Fakat eğer ki nefsini müdafaa edersen bitiminde çok büyük bir ödül alacaksın… Der ve susar.

Bunun üstüne kahraman Kamil çay ve tavsiye için teşekkür eder ve Yüce Bilge Fagot ‘un yanından ayrılır.

 

Kamil Hemen saraya gidip şövalyelere kralla konuşmak istediğini beyan eder. Kamil halk kahramanı olduğu için talebi hemen kabul olur ve kralla konuşmaya hak kazanır.

Kamil kraldan bir ordu, gemi ve erzak talep eder. Kral nedenini bile sormadan bu talebi kabul eder. Çünkü Kahraman Kamil ‘e güvenir.

 

Ertesi sabah gemiler denize açılmak için hazırlanır… Gemiler hazır olunca yola çıkarlar. Kamil de ufka bakarak der ki, Kristof Kolomb gibi uzak diyarlara açılmak ve yeni yerler keşfetmek istiyorum. Der… < Kristof Kolomb bu diyarda Türkiye Kıtası’nı keşfeden kaşiftir.>

 

Gemiyle denizde giderken Kamil ‘in canı güverteye çıkıp balık tutmak ister. Maymun iştahına hakim olamayıp güverteye çıkar, fakat ayağı kayar ve denize düşer. Denize düştüğü anda gemini altında kalır ve ölmeden önce Yüce Bilge Fagot ‘un şu sözlerinin hatırlar :

“-Sen eğer ki bu haritayı takip edersen, başına çok kötü şeyler gelecek… maymun iştahın seni yerlerde süründürecek…”

(Visited 8 times, 1 visits today)