Kağıttan Ekrana Geçiş

Bugün kitap adını verdiğimiz nesnelerin aslında sandığımızdan çok daha geriye giden bir geçmişi var. Kitapların üretimine doğru giden yol millattan önce 3300 yıllarında Sümerlerin taşa yazı yazması ile başlamıştır. Zamanla bu serüven kağıdın icatı ile daha da ilerlemiştir. Alfabeler ve yazılar gelişip kitap haline gelmeye başladıklarında Johannes Gutenberg yazarların ve çalışanların işlerini kolaylaştırmak adına matbaayı icat etmiştir. Bu icat ikinci binyılın en önemli icadı olarak tanınmıştır ve matbaada resmi olarak ilk basılan kitap İncil olmuştur. Dünyadaki kitap sayısı arttıkça ve insanlar okuma yazmayı öğrenmeye başladıkça bu kitapların depolanması için bir alan gerek olmuştur. Bunun üzerine millattan önce 635 yılında Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal “Ninova Kütüpanesi” olarak bilinen kütüphaneyi kurmuştur. Ülkemizde ilk kurulan kütüpane ise 24 Haziran 1884 tarihinde Beyazıt Devlet Kütüpanesi’dir. Kütüphane o günden bu güne hala araştırmacılara ve kitap severlere hizmet vermektedir.

Dijital çağa geçiş ile birlikte kitaplar, dergiler ve bunlar gibi bir sürü kaynağa artık tek hareketle internetten bulabilir hale geldik. Bu durum hem çok avantajlı, hemde bazı yönlerden üzücü olmuştur. Örneğin dijital çağa girmemiz ve internetin bize vaad ettiği kaynaklarla birlikte biz bir yere gitmeden ulaşmak istediğimiz her bilgi önümüze geliyor. Aynı zamanda pek çok kitap ve makaleler kağıt üzerinde olduğundan çok daha korunaklı bir şekilde arşivleme tekniği sayesinde kayıtlara geçiyor ve kaybolması neredeyse imkansız oluyor. İnternetin bu denli gelişmesi ile birlikte kiraplar E-kitap dergiler E-dergi haline geldiler.

Ne kadar üzücü olsa da internet ve dijital platformlar geliştikçe kütüphanelerin değeri düşmeye ve ziyaretçi sayıları azalmaya başladı. 2008 yılından bu yıla kütüpaneden ödünç alınan kitap sayısı 30% oranında düşüş yaşandığı belirlenmiştir.  Ödünç alınan kitap sayısı ile birlikte tabii ki ziyaret sayılarıda düşüş yaşadı ve her geçen gün düşüş yaşamaya devam ediyor. Her ne olursa olsun internet ne kadar ilerlerse ilerlesin bence kütüphaneler ileridede eski değerini korumalı ve hayatta kalabilmeliler.  Hem yapı olarak hem de içindeki kitapların ve bilgilerin değeri açısından her kütüphane çok önemli ve değerini yitirmemeli. Kitap severler ve akademisyenler bu konu ile ilgili büyük direniş göstericek olsa bile dijital dünyanın gücüne karşı kazanmak için daha fazla güce gerek olabilir.

Digital çağa geçiş yapmılmış olması ve E-kitapların daha da ilgi görmesi, kullanışlı hale gelmesi konusu kğtğphanelerinin değerini düşürmemeli ve kütüphanelerin ömrü kısalmamalı. Kütüphaneler geçmişten kalan en değerli yapıtlardan bazıları olmakla birlikte hala bazı insaların severek ziyaret ettiği ve yararlandığı bir alandır.

(Visited 34 times, 1 visits today)