Hayatımın bu denli değişebileceğine inanamıyordum. Bir kağıdın bütün hayatımı bir anda altüst edebileceği hiç aklıma gelmezdi. Şimdi düşünüyorum da bu noktaya nasıl gelmiştim?
2 gün önce…
“Geliyorum anne.” Annemin beni çağırmasından sonra yanına gittim. Gülümsüyordu, bunu pek yaptığı söylenemezdi. Elinde bir kağıt vardı, bana uzattı. Ona anlamsız bakışlar atarak kağıdı elime aldım ve okumaya başladım. Bir edebiyat yarışmasından bahsediyordu. Kağıda göre en yüksek puanı almışım ve bir özel okulda okuma hakkı kazanmışım. Pardon? Ben hiç bir yarışmaya katılmamıştım ki! Tam ağzımı açıp bu kağıdın bana ait olmadığını söyleyecektim ki annem bir anda bana sarıldı, sanırım bunu uzun bir süredir yapmamıştık. O an tüm söyleyeceklerimden vazgeçtim ve anneme doya doya sarıldım. “Tebrikler.” Annemin söylediğiyle başımı ona çevirdim, o an yapmamam gereken bir şey yaptım. “Sağ ol annecim.” Sanırım hayatımda ilk defa yalan söylüyordum ama o kağıtta benim adım yazıyordu ve bu beni yalan söylemiş yapmazdı. Yani sanırım yapmazdı.
Bugün özel okulumda ilk günümdü normalde heyecanlı olmam lazımdı ama çok kötü hissediyordum. Hani bazı şeylerin daha önceden kötü gideceğini anlarsınız ya onun gibi bir his vardı içimde. Sınıfıma girdim ve birkaç tanışma konuşmasından sonra derse başladık. Kitabımı açıyordum ki içinden bir not düştü. “Sınıftan çık!” yazıyordu. Etrafıma bakındım ama kimsenin dikkati bende değildi. Sonuçta ilk günümdü birileri şaka yapıyor olmalıydı. Kağıdı yırtıp çöplerini de yere attım. Tam o anda içeri bir çocuk girdi ve “Ayşe Hoca Merve’yi çağırıyor.” dedi. Hemen çocuğun arkasından çıktım ve onu takip etmeye başladım. Çocuk o kadar hızlı gidiyordu ki ona yetişemiyordum. “Dursana!” Benim söylediklerimi dinlemeden koşmaya devam etti. Harika (!) artık çocuğu göremiyordum. Tam geri dönecektim ki ortada hiç kapı olmadığını fark ettim. Kendimi çocuğa yetişmeye öyle kaptırmıştım ki yönümü kaybetmiştim.
Tam oradan nasıl çıkacağımı düşünürken bir anda ışıklar söndü. Cebimden telefonumu alıp fenerini açmak için elimi cebime soktum. Elime buruşturulmuş bir kağıt gelince hemen kağıdı açtım. “Yerinde olsam arkama bakmazdım.” Ben tabi ki de arkama baktım. O an hayatımın mahvolacağını anladım. Karşımda kanlar içinde yatan bir ceset duruyordu tam yanında ise bir bıçak.
Yaklaşık yirmi dakikadır hareket edemiyordum. Yerimde durmuş öylece cesede bakıyordum. “Kimse var mı?” Kulağıma gelen bir öğrenci sesinden sonra kendime geldim. Tam bağırıp yardım isteyecektim ki o anki durumum aklıma geldi. Karşımda bir ceset vardı onun tam karşısında da ben. Beni suçlarlardı. O gün yapmamam gereken ikinci şeyi yaptım ve duvarın arkasına saklandım. Kız cesedin olduğu tarafa doğru gelirken arkadan bir çocuk “Sena!” diye bağırınca kız geri döndü.
Hiçbir şey olmamış gibi derse girdim ama dokunsalar ağlayacak durumdaydım. Öğle arasına geldiğimizde elime kitabımı alıp kütüphaneye gittim. Kitabı açıp okumaya başladım. Kitabın 116. sayfasını çevirdim. Karşıma el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası çıktı. Hemen ayağa kalktım, herkes bana bakmaya başlamıştı. “BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?!” Öyle bağırmıştım ki herkes yerinden sıçramıştı. Hızlıca kütüphaneden çıktım ve sınıfa indim. Çantamı alıp çıkacağım sırada çantadan bir kağıt parçası düştü. Yine mi ya?! Kağıdı açtım. “Ara.” Sadece bu yazıyordu. Hemen tuvalete gittim ve numarayı tuşlamaya başladım. Telefon direkt açıldı “Sonunda.” “Benden ne istiyorsun?!” Sesimin titrek çıkmıştı. “Okulun bodrum katında bir cesetle beraber ne yapıyordun?” Artık hüngür hüngür ağlıyordum. “Ben yapmadım!” “Peki sana kim inanır?” Adamın sakin sesi beni deli ediyordu, Telefonu yüzüne kapadım.
Okul bitmişti ve ben eve doğru yürümeye başladım. Edebiyat yarışması, ceset, telefon numarası… Hepsi bir oyun muydu? Bu kadar yaşanılanın üstüne aklımda sadece tek bir soru vardı. Neden ben? Bir banka oturdum ve düşünmeye başladım. Bir günde bu kadar yaşanılan normal miyidi? Hayatım bir anda nasıl mahvoldu?
Eve gittim, aklımda sadece bir çıkış yolu vardı. Bir ses kayıt cihazı aldım ve bu iki günde yaşadıklarımı tüm doğruluğuyla anlattım. Sonra lavaboya gidip küvete girip uzandım. Hayatımın bu denli değişmesine inanamıyordum. Bir kağıdın bütün hayatımı bir anda altüst edebileceği hiç aklıma gelmezdi. Belki kaydettiğim şeylere inanırlardı belki de inanmazlardı. Elime bir jilet aldım ve yaşadığım tüm acılara bir son buldum.