Kağıt Parçası ve Önemli Ders

Her zamanki gibi normal bir cumartesi sabahında yüzüme vuran güneşle uyanmış, elime kitabımı almış okumaya başlamıştım. Kitabın 120. sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Kitabı dedemin  eski kitaplığından aldığım  için başta pek de önemsememiştim ama kitabın diğer sayfalarını okumaya çalıştığımda aklımın başka yerlerinde kağıtta yazan cep telefonunu aramam için beni zorlayan küçük uyarıcılar var gibi hissediyordum. O an aklıma ilk gelen şey en yakın arkadaşım olan Mete’yi aramaktı, Mete ne zaman ihtiyacım olsa hep yanımda olurdu ve şu an tam zamanıydı. Aklımıza öncelikle internet kafeye gitmek geldi çünkü eğer evde arasaydık annemler fark edebilir ve hemen durumu devralabilirlerdi. Annemler tanımadığım insanlarla konuşmam konusunda çok katılardı bu yüzden bu durumu onlardan gizli bir şekilde yapmamız gerekiyordu. Yazan numarayı  Mete’nin telefonundan aradık. Açan yaşlı bir teyzeydi. Şaşırmıştık. Neden yaşlı birinin numarası kitabımın arasındaydı? Yoksa dedemin arkadaşlarından biri miydi? Aklımızda dolu düşüncelerle konuşmaya devam ettik. Telefondaki teyze bize bir evin adresini verdi. Tehlikeli olabileceğini biliyorduk ama merakımıza yenik düşmek istemiyorduk. Ertesi gün Mete’yle beraber ailelerimiz iş için çıktıklarında bizde aynı internet kafede buluşup yaşlı teyzenin verdiği adrese nasıl gidilebileceğimizi araştırdık. Adrese baktığımızda ikimizde şok olmuştuk çünkü yaşlı teyzenin çağırdığı yer tam olarak dedemlerin evinin adresiydi. İçimizdeki heyecan gittikçe artıyor ama bir diğer yandan da acaba gitmesek mi şeklinde düşünerek içimizdeki kaygıyı da arttırıyorduk. Ben Mete’den, Mete de benden güç alarak bu durumun sonunu getirmeye karar verdik ve yazan adrese gitmek için yola konulduk. Yazan adrese vardığımızda kapıda dedemi bahçedeki çiçekleri sularken gördüm. Tabii bu olaya şaşırmamıştım çünkü adres tam olarak dedemlerin evini gösteriyordu. Dedeme selam vermek  için yaklaştığımda bana tam olarak şu sözleri söyledi: ”Hoş geldin evlat, biz de tam olarak seni bekliyorduk. ”Şaşırmıştım. Dedem de mi biliyordu? Peki biz derken kimden bahsediyordu? Sinirli miydi? Yoksa başka bir şeyden mi bahsediyordu? Kafamda yine dolu düşüncelerle boğulurken aklıma uzatmadan direkt kağıt parçasını göstermek geldi. Dedem bütün olayı baştan sona anlattığında Mete de ben de çok pişman olmuştuk. Meğerse kağıt parçasını dedem bilerek koymuş ve telefonu açan da dedemin komşusuymuş ki fark etmeden yaptıkları planı yutalım. Dedem önceden annemlere haber vermiş. Dolayısıyla annemlerin de olaydan haberi varmış. Bizlere vermek istedikleri ders ise tanımadığımız numaraları aramayıp açmayıp bilmediğimiz adreslere gitmemekmiş. O gün bu gündür Mete de ben de asla kuralları çiğneyip gizli işlere kalkışmadık.

(Visited 25 times, 1 visits today)