Kapıdan çıkarken anahtarı içeride unuttum,ve bu tam kapıyı kapatıp kitlemem gerektiğinde aklıma geldi.Çok dalgındım.Dün gece 4:50 civarında uyumuştum.Bu beni sanki ruhmuşum ve uçuyormuşum gibi hissettiriyordu.Kapıda kaldığımı anneme söylemek için onu aradım fakat açmadı.İki,üç defa daha aradım ama hiçbirinde açmıyordu.Sonra eve çilingir çağırdım.Babamı hiç aramamıştım bile çünkü o tüm gün boyunca evimizden 30 km uzakta bir fabrikada çalışıyordu.
Çilingir geldi ve evi açtı ben dalgınlıktan adama teşekkür etmek yerine önemli değil demişim.Bunun farkında bile değildim.Adamın babamla aramızdaki mesafeden bile uzak iki ön dişiyle gülümserken neden gülümsüyor sorusuyla cümlemi analiz ederek ne dediğimin farkına vardım.Teşekkür ettim ve biraz kafa dağıtmak için insanların eğlenerek gezdiği alışveriş merkezlerinden birine gittim.Beni genelde eğlendirmez ancak bu kadar insan gidiyorsa ve eğleniyorsa bir şey vardır diyerekten yol aldım.
O sırada annem aradı.Neden telefonuna bakmadığını sordum.”Çok derin anlamlar arama.Duymamışım.”dedi.Garibime gitmişti,annem çok farklı bir cevap vermişti.Dediği gibi yaptım,umursamadım ve yoluma devam ettim.Güvenlikten geçerken hırsız olmayanı bile heyecanlandıran o korkunç sesi duydum.Üzerimi aramaya yönelen güvenlik bende bir şey bulamayınca garip bir bakış attı ve ben ise çok derin anlamlar aramayın dedim.Ama bu söz kontolüm dışı oldu.Güvenliğin şaşkın bakışıyla alışveriş merkezine girdim.Ve bir tur dolaştıktan sonra geri çıktım.Bu bana göre değildi.Alışveriş merkezi çok saçma bir fikirdi.
Alışveriş merkezinden çıkarken bir yandan annemin bu ilginç sözünü düşünüyordum.O sırada aklıma telefonumda bulunan özellik geldi.Bu özelliğe göre rehberimde kayıtlı olan kişilerin konumunu telefonumdan görebiliyordum.Annemin nerede olduğu ve ne yaptığını çok merak ediyordum.İlk defa deneyecektim,biraz heyecanlıydım.Tam konumuna bakacaktım ki…Etraf bembeyaz oldu. Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım.Ağzım açık kaldı ve gözlerim kocaman oldu.Dünyaya yeni gelmiş bir bebek gibiydim.Her yer o kadar beyaz ışıl ışıldı ki gözümü acıtıyordu.Derin bir uykuya yatmadan önce gözümüz karanlığa alışır da birisi odanın ışığını açar ya…Evet aynen öyle bir acıydı,gözüm acı çekiyordu.Evet,sabah olmuştu.
Gözlüğümü taktım ve yataktan kalktım.Rüyanın devamını göremediğim içi sinirliydim.Neden rüyalarım filmin en önemli yerlerinde giren reklamlar gibi oluyordu.Hepsi rüya mıydı?Rüya bu kadar gerçekçi olamazdı.Çünkü olayları bütün gerçekliğiyle hissetmiştim.Peki ya rüya değilse neydi?Ben uyurken ruhum benden ayrılıp başka evrenlerde miydi de ben bu kadar gerçekçi hissetittim?Belki de zaten bu olaya rüya deniyordu.Sonuçta gece yattım sabah kalktım bu bir rüya olmalıydı.Ve şunu öğrendim ki bir rüyadan ders çıkarılabiliyormuş.Çünkü uyandıktan sonra rüyamı düşünürken bir anda vazgeçip kendimi çok da derin anlamlar aramamak lazım derken buldum.