Öncelikle hayatımızda değerleri hiçbir şey ile ölçülemeyen, her zaman başımızın tacı olan, yerleri hiçbir şekilde doldurulamayan kadınların 8 Mart dünya kadınlar gününü kutluyor, sonsuz sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Anne, eş, arkadaş, kardeş, işçi, memur, lider vs. bulundukları her konumda başarılı olan, geçmişten bugüne üzerine bırakılan bütün yüklere rağmen dimdik ayakta durabilen canlıdır kadın.
İnsanlık tarihi boyunca her alanda en çok eziyete maruz kalmışlardır. Kimi kıyafeti için yargılanırken kimi eşinden ya da babasından şiddet görmüştür. Kimine eğitim hakkı verilmeyip erken yaşta evlendirilirken kimi kıskançlık bahanesiyle insanlar tarafından öldürülmüştür.
Kız çocuğu olduklarında babadan, eş olduklarında kocasından, anne olduklarında toplumdan her zaman ya psikolojik ya fiziksel şiddete uğramışlardır. Erkek için normal sayılan her şey kadına çok görülmüş linç edilmek istenilmiştir.
Her ne kadar kadın hakları var desek de kadınlara çoğunlukla yakınları ya da toplum tarafından bu hakların tanınmadığını görebiliyoruz.
Bu çağda bile hâlâ kadının çalışmasını, kıyafetini, sosyal yaşantısını vs. kısıtlayıp yargılayabiliyorsak insanlığımızdan utanmalıyız.
İnsan cinsiyet ayrımı yapmadan, sen insansın diyerek yetiştirilmeli. O erkek, öbürü kız işi denmemeli. Ailede başlayan eğitimde her konuda eşit olmalı çocuklar.
Ne mutlu ki kadını köle gibi gören kaba insanlar gibi olmadığım için kendimle ve beni böyle yetiştiren ailemle gurur duyuyorum.
Kadın anlaşılmak ister, kadın değer görmek ister, kadın saygı ister, kadın insanca yaşamak ister. Dünyaları ayaklarına serseniz onlar yine de hissettirilen sevgiyi seçer.
En önemlisi de kadın cinsel bir objeymiş gibi her fırsatta taciz edilip aşağılanmak istemez. Baba ya da eş dediği adam tarafından öldürülmek istemez.
Dünyanın en kutsal canlıları sadece bir gün değil her gününüz kutlu olsun iyi ki varsınız.