Kadınlar , geçmişten günümüze kadar yaşadıkları zorluklar belki güçlenmelerine ,belki de kendi ayakları üstünde durmalarına sebep olmuştu . Sırf cinsiyetleri yüzünden yargılanmış ve maalesef yargılanmaya devam eden ama bir o kadar mükemmel varlıklardır . Kadın olmazsa yaşam devam edemez bunu bildikleri halde onlara gösterilen bu nedensiz öfkeleri bitmek bilmemekte .Bugün size hayatımda tanıdığım en güçlü kadınlardan birinden bahsedeceğim , küçük yaşta başına gelenlerden hayata erken atılmak zorunda kalan bir kadın .
Anneannem 1956 yılında doğmuş yani altmış altı yaşında onun başından geçenleri dinlemek benim her zaman hoşuma gitmiştir . Beş kardeşten en büyüğü olan anneannem kendisi henüz on iki yaşındayken yaşadıkları ekonomik geçimsizlik yüzünden anne ve babasının Almanya ‘ya gitmesine içten içe çok üzülse bile kardeşlerine yansıtmamış . Çünkü güçlü durması gerektiğinin farkındaymış . Artık teyzeleriyle yaşamaya başlamışlar anne ve babasını altı ayda bir sadece bir hafta görmeye alışmışlar . On altı yaşındayken para kazanması gerektiği bilincine varmış ve bunun ardından saat fabrikasında çalışmaya başlamış . Kazandığı paraların tamamını kardeşlerine paylaştırmıştı. Ananemin düğününden yaklaşık üç gün önce Türkiye’ye dönmüş anne ve babası.
Bu yüzden ananem için çocukları ve torunları çok değerlidir . Kendi uzak kaldığı bu sevginin çok çok daha fazlasını bize gösterir asla bizi kıramaz . Kadınlar gününü de bence en hak eden odur . Biz istediğimiz sürece her şeyi yapabiliriz …