Gerçeği bilmek bir insanın en doğal hakkıdır. Ama doğruyu öğrendikten sonra sonuçlarına katlanmalıdır. Belki yıllarca kendini inandırdığı yalanın doğrusunu öğrenecek, belki de en çok istediği şeyin aslında var olduğu ve yıllardır bu gerçeğin kendinden saklandığını öğrenecek. ”doğru” çok iyi bir şey olsa da doğurduğu sonuçların hepsine iyi ve yararlı diyemeyiz. Evet, aslında kısa vadede üzüntü veriyor ama uzun vadeyi düşündüğümüz zaman yalan söyleyen o insanın gerçek yüzünü görmüş oluyoruz ve aslında gerçek ”doğrunun” bambaşka güzelliklere sahip olduğunu görebiliyoruz. Ama çoğu insan gerçeği kendine ifade etmektense hayal dünyasına yaşamaya devam ediyor ve kendisini olması gereken yerden çok daha farklı yerlerde görüyor. Bu kendi kişiliğine de zarar veriyor aslında, insan kendini tanıyamıyor. Doğru her ne kadar acıtsa da sen durduğun yeri biliyorsun ve hayallerine ulaşman daha kolay çünkü ne yapıp ne yapmaman gerektiğini çok iyi biliyorsun.
.
Yalana inanmak isteyenleri ayırt etmek çok basittir,çünkü konuştuklarıyla davranışları apayrı yerlerdedir. Ve diğer insan onlarla konuştukları zaman rahatça fark edebilirler bu durumu. Doğruyu söyleyenlerin ise çok arkadaşları yoktur. çünkü insanlara duymak istediklerini değil duyması gerekenleri söyler bu kişiler. Ve bu durum birçok kişinin hoşuna gitmez. Bize genellikle doğruyu en yakınlarımız ve bizi sevenler söyler. O yüzden ” Dost acı söyler.” derler. Bize birinin doğruyu söylemesine ihtiyacımız vardır çünkü bu bizi hayata hazırlar. Gerçeği bilmek isteyen insanlar gerçekten kendine inanan ve bir şeyler yapabileceğini düşünen insanlardır. Gerçekler yüzlerine vurulduğunda üzülüp küstüm oynamıyorum yapmak yerine onları kendilerine bir taktik olarak dönüştürürler ve bir dahaki sefere ne yapması gerekiyorsa yapmaya ne yapmaması gerekiyorsa yapmamaya çalışırlar. Bu yüzden gerçeği bilmek isteyenler yalana inananlardan bir adım öndedir hep.
Yalana inananlar ise er ya da geç acı gerçekle karşılaşacaklardır. Ve gerçeği öğrendikleri o an daha önce öğrenmek istemediklerinden kat be kat daha acı olacaktır. Pişman olacaklardır o zaman gerçeği duymak istemedikleri için. Bu yüzden çok belirgin bir fark vardır, yalana inananlar ve gerçeği duymak isteyenler arasında. Günün sonunda çıkarlı olan gerçeği duymak isteyendir, her ne kadar ilk bakışta yalana inanan gibi görünse de. Gerçekleri duymak ne kadar zor olursa olsun hayatımızda en çok ihtiyacımızın olan şeylerden biri birinin bizi karşısına alıp teker teker gerçekleri anlatmasıdır. Unutmayın, bu dünyada er ya da geç dürüstler ve gerçeklikten kaçmayanlar kazanacak!