Kaçış

Zamanda yolculuk gerçekten var mıdır? Zaman kavramının değerini biliyor muyuz? Seçim şansımız olsaydı geçmişi değiştirmeyi mi yoksa geleceği öğrenebilmeyi mi seçmemiz daha doğru olurdu?

Hayatımız boyunca geleceğimize odaklanarak yaparız bütün seçimlerimizi. Hangi okula gideceğimizi, hangi şehirde yaşayacağımızı, kimlerle arkadaş olacağımızı biz seçiyoruz. Geçmişten kalan keşkelerle veya gelecek kaygılarıyla yaşıyoruz hayatımızı. İnsanın hayatında iki tane hırsızı vardır. Bunlardan biri geçmişte yaptığımız hataları düşünüp “keşke” demekle geçen zaman, ikincisi de gelecek kaygılarımızı düşünmekle geçen zaman…

Bazılarımız geçmişe gidip daha iyi yerlerde olabilmek için seçimlerini, tanıdığı insanları değiştirmek ister. Çünkü şu an aynaya bakınca istediğimiz yerlerde olmadığımızı görebiliyoruz. Bu tanıştığımız insanlardan ya da yediğimiz yemekten bile kaynaklanabiliyor. Keşke… Ne kadar da güçsüz bir cümle başı, değil mi? Bizi biz yapan aslında yaptığımız hatalara bağlıdır. Eğer geçmişte yapmamış olsaydık bir ders çıkaramayıp tekrar tekrar aynı hatayı yapardık. Her ne kadar bunu her yerden duyup inkar etsek de… Fakat insan yine de seçimlerini değiştirmek ister. Ne kadar bizi daha kötü bir yola götürebilecek olsa da hep bir pişmanlık yüzünden bu istekte bulunuruz. Son bir sarılış, son bir söz… Genelde hep bunlar için değiştirmek isteriz. Ben geçmişe gidip kedime bir şey diyecek olsaydım yüksek ihtimalle “ Bugün kimseyle konuşma, sadece bugün. İnan bana pişman olmayacaksın.” derdim. O günün “Keşke”siyle yaşıyorum çünkü. Herkesin vardır böyle bir zamanı.

Gelecekte olması gereken olaylar geleceğe bırakılmalıdır. Tabii bu benim fikrim. İleride yaşanacak olayların, tanışacağımız kişilerin heyecanıyla yaşıyoruz aslında. En basitinden ölüm zamanımız… Ölüm şeklinizi, zamanınızı bildiğinizi düşünsenize! Hayatınızı bu travmayla, bu stresle yaşamak ister miydiniz? Peki gelecekte istediğiniz okulu kazandığınızı ya da hayalinizdeki işe alındığınızı düşünün. Mutlu bir gelecek olabilir ama şu an yaptığımız her seçim geleceğimizi iyi veya kötü etkileyebilir. “Zaten istediğimi alacağım. Kendimi zorlayıp uğraşmama ne gerek var?” diye düşünmez miydiniz? Şu an gelecekte ne olacağını heyecanla, hayallerle, tahminlerle bekiyoruz. Bunların hepsini bilsek yaşamın zevki, heyecanı kalmaz. Fakat şu an yaptığınız şeylerin ileride geri dönüşünü alıp almayacağınızı veya da değip değmeyeceğini bilmek isteriz mutlaka, herkes ister. Sonuçta kim zamanını başaramayacağı şeylere harcamak ister ki…

Geçmişi değiştirmek ya da gelecek hakkında bilgi sahibi olmak şu anda sorunlarımızdan kaçmak olur, sorunlarımızın çözümü değil. İki seçenek de mükemmelliğe giden yoldur. İki seçenek de bizi olmak istediğimiz insanlar yapar, gerçekten olduğumuz insanlar değil. Her iki yol da bizi zehirler. Kararlarımıza göre geleceğimiz şekillenirken tam tersi bir durum oluşur. Hani matematik sorularında deneme-yanılma yöntemiyle doğru seçeneğe ulaşmaya çalışırız ama aslında yanlış bir yöntemdir, çünkü bir çözüm yolu vardır ve daha kolay, kısa, doğru bir yoldur. Bu geçmişi değiştirmek olur. Gelceği bilmek ise cevabını bilip çözümünü uydurmak olur.

Her ne kadar hepimiz kolaya kaçmak istesek de doğru yolu, yani iki seçeneği de hayatımızdan çıkarmayı, seçmemiz en mantıklısı olur. Aynı keşke ile başlayan cümlelerin ve gelecek kaygılarının hayatımızda yeri olmaması gerektiği gibi.

 

(Visited 32 times, 1 visits today)